Yves Saint Laurent ve İlham Perileri
Ksenia Kobeleva | Çev. Melisa Şahin | Ed. Murat Kadaş
Yves Saint Laurent'in ana ilham kaynağı; kadınların kendileri.
Yves Saint Laurent, kadınların güzelliğini kutluyordu. 1966'da ilk kez podyuma şeffaf elbiseler ve bluzlarla çıktı. Kadınların göğüslerini özgürleştirdi ve çıplak bir vücuttan daha güzel bir şey olmadığını ilan etti.
Victoire Doutreleau, Saint Laurent'in ilk ilham perisiydi. Birlikte Christian Dior'da çalışmaya başladılar. Yves, o evden ayrıldıktan sonra onu takip etti ve ilk yıllarda ona destek oldu.
Onun yerini, hayatının geri kalanında Yves'e yakın olacak bir ikili aldı: Loulou de la Falaise ve Betty Catroux. Birlikte Paris boheminin neredeyse en renkli karakterleri haline geldiler. Betty ve Yves birbirlerine benziyorlardı; uzun sıska figür, uzun bacaklar, sarı saçlar. Yves, ona "ikizim" bile diyordu. Hiçbir zaman birlikte çalışmadılar ama her zaman son gülen onlar oldu. Ancak Loulou, renkli etnik kıyafetleri ve kostüm takılarına olan sevgisiyle Saint Laurent'e Oran'ı hatırlatıyordu. Birlikte pret-a-porter serisi üzerinde çalıştılar ve daha sonra De La Falaise markanın mücevher tasarımcısı oldu. De la Falaise, Yves Saint Laurent'e zengin renkler ve aşırı süslemeler getirdi ve Yves'in dikkatini, koleksiyonlarında kültürüne defalarca atıfta bulunacağı Doğu'ya çekti.
Tasarımcı müşterilerinden de ilham almıştır. 1965 yılında atölyesinde, 22 yaşındaki Catherine Deneuve ile tanıştı. Deneuve, Kraliçe 2. Elizabeth ile yapacağı bir toplantı için elbise seçmeye gelmişti. Genç aktris Yves'i büyüledi. Onun uğruna, denemeye bile cesaret etti ve "Gündüz Güzeli" filminin kahramanı Deneuve için görüntüler geliştirerek kostüm tasarımcısı rolünü denedi. O zamandan beri, sadece markanın sadık bir müşterisi değil, aynı zamanda Saint Laurent'in kişisel bir arkadaşı oldu. Tasarımcının ölümüne kadar birbirleriyle iletişim kurmaya ve birbirlerini desteklemeye devam ettiler.
Pablo Picasso'nun gayrimeşru kızı olan Paloma Picasso, Yves'le hayatının çok istikrarsız bir döneminde tanıştı ve kendisi de bu dönemi daha sonra "karanlık zamanlar" olarak adlandıracaktı. Bitmek bilmeyen partiler, karışık ilişkiler, sınırsız miktarda uyuşturucu ve alkol karışımı... Bu, tasarımcının depresyonla başa çıkma ve kendini korkutucu dış dünyadan koruma yoluydu. Paloma, nasıl eğleneceğini biliyordu ve harika bir stil anlayışına sahipti. Paloma 1940'lardan kalma siyah bir vintage elbise ve tüylü pembe bir türbanla stüdyosunu ilk ziyaret ettiğinde Yves ona vurulmuş ve hemen onunla çalışmayı teklif etmişti. Paloma'nın görünümü, benzersiz stili ve çıplaklık konusundaki rahat tavrı 1971'deki skandal koleksiyonun ilham kaynağı oldu. Paloma, daha sonra Tiffany & Co. şirketinde mücevher tasarımcısı oldu ama Yves ile dostluğu devam etti. YSL ve Paloma Picasso arasındaki bu ilişkinin günümüzde de devam ettiğini söyleyebiliriz: İlkbahar/Yaz 2022 koleksiyonu Paloma'nın tarzından esinlenerek hazırlandı.
Yves Saint Laurent'in bir diğer önemli ilham kaynağı, Munia takma adıyla ünlenen Martinik adasından siyahi bir hostes olan Monique-Antoine Orosemann'dı. İlk modellik işini Givenchy'de aldı. Ancak 1978'de Saint Laurent podyumunda bir couture defilesinde yer alan ilk siyahi model olarak tarihe geçti.
Yves, sadece kadınların güzelliklerini ve zarafetlerini değil, aynı zamanda güçlerini de göstermek istedi. Yves Saint Laurent sanat evi, 1966 sonbahar-kış koleksiyonunda efsanevi Le Smoking'i sundu. Yves, erkekleri zırhlarından sıyırdı ve bunu kadınlara devretti. İlk kez akşam yemeği ceketleri kadın figürünün özellikleri dikkate alınarak dikildi. Seksi ama aynı zamanda katı görünüyorlardı. Başlangıçta eleştirmenler Le Smoking'i kabul etmedi ancak Yves bir kez daha Catherine Deneuve gibi ünlü arkadaşları ve sıradan kadın müşterileri tarafından desteklendi. Kadınlar ona her zaman olumlu karşılık verdi ve onun kendilerini daha güçlü kıldığını, başka hiçbir tasarımcıda olmadığı kadar anladıklarını hissettiler.