Eda Çamlı | Ed. Seda İstifciel
Haftalık Sanat Haberleri ( 5 Mayıs - 11 Mayıs) :
Salt Beyoğlu’nda Türler Arası Bir Anlatı: Hayvanların Yaşamı
Salt Beyoğlu, insan ve hayvan arasındaki karmaşık ilişkiyi tarihsel, kültürel ve duygusal katmanlarıyla ele alan Hayvanların Yaşamı sergisine ev sahipliği yapıyor. Adını J. M. Coetzee’nin aynı adlı romanından alan sergi, sanat ve düşün dünyasında hayvanlara dair yeni bir bakış açısı sunarken, merkezine 2023 yılında hayatını kaybeden Alman-Irak kökenli sanatçı Lin May Saeed’in çarpıcı eserlerini yerleştiriyor.
Sanatçının hayvanlara yönelik şiddeti hicveden işleri, serginin kavramsal omurgasını oluştururken, Türkiye’den ve farklı coğrafyalardan sanatçıların işleri bu anlatıyı derinleştiriyor. İstanbul’un sokak köpeklerine dair arşiv belgeleri, disiplinlerarası ses yerleştirmeleri ve tekstil ağırlıklı üretimlerle zenginleşen sergi; tahakküm, bakım, yas, direnç ve birlikte yaşam gibi temaları çok katmanlı biçimde işliyor.
Salt Beyoğlu’nun Forum alanında yer alan Ses Mekânı, müzikoloji, eko-akustik ve zoomüzikoloji gibi alanlardan sanatçıların katkılarıyla hayvanların işitsel dünyasına odaklanan sanatsal ve bilimsel işler sunuyor. David Maroto’nun Çatalhöyük’ten ilhamla hazırladığı duvar resmi ise evcilleştirme ve insan-doğa ilişkisine dair yerleşik anlatıları sorguluyor.
Serginin ikinci katı, hayvan özgürlüğü, ekolojik sorumluluk ve tür temelli tahakküm gibi meseleleri resim, video ve enstalasyonlar üzerinden tartışmaya açıyor. Özellikle İhtimam ile Şiddet Arasında: İstanbul’un Köpekleri adlı bölüm, 1910’da Sivriada’ya sürgün edilen binlerce sokak köpeğinden bugüne, İstanbul’un köpeklerle kurduğu ilişkiye ışık tutan etkileyici bir arşiv çalışması sunuyor.
Üçüncü katta yer alan tekstil, nakış ve gravür işleri ise insan-hayvan ilişkisine bakım, yas ve direniş penceresinden bakıyor; bireysel ve kolektif mücadelelerin izini sürüyor.
Hayvanların Yaşamı, yalnızca sanatla değil; toplumsal hiyerarşilerle, ekolojik adaletle ve empatiyle ilgilenen herkes için güçlü bir çağrı niteliği taşıyor.
*Görsel, saltonline resmi web sitesinden alınmıştır.
Anlatının Ötesinde Bir Dünya: Post Narrative
Mehmet Sinan Kuran’ın çizgiyle kurduğu fantastik evren, CerModern’de kapılarını aralıyor. Sanatçının “Post Narrative” başlıklı kişisel sergisi, küratör Burak Fidan’ın rehberliğinde, 6 Mayıs–15 Haziran tarihleri arasında izleyiciyle buluşuyor.
Kuran, çizimlerinde zamanlar ve imgeler arasında dolaşan, minyatür geleneğine selam dururken aynı anda günümüzün popüler görsel dünyasına eğlenceli ve eleştirel göndermeler yapan bir anlatı dili kuruyor. Ancak bu sergide, hikâye anlatmanın yerini çoktan terk etmiş bir çağın içinden, bambaşka bir ses yükseliyor.
Küratör Burak Fidan’ın da vurguladığı gibi, “Post Narrative” anlatının çözülmeye yüz tuttuğu, içselliğin hızla silindiği bir döneme ait. Kuran’ın işleri, bu dağılmışlığın ortasında neşeli ama sert darbelerle yeni anlamlar yaratıyor. Zamanın içinden konuşmak yerine, onu içten kazıyarak ifşa ediyor. Geleneksel yapıları, otoriteyi, tanıdık anlatı kalıplarını alt üst ediyor.
Sergide yer alan her iş, artık bir bütünlük duygusu taşımayan çağdaş bireyin zihinsel haritasından bir fragman sunuyor. Bu sergi, sadece estetik bir deneyim değil; aynı zamanda hikâye anlatma arzusunun kaybıyla şekillenmiş bir dünyanın patolojisine açılan pencere.
“Post Narrative”, izleyiciyi anlatının kırıldığı, ama yaratıcı düşüncenin hâlâ bir çıkış yolu sunduğu bir evrene davet ediyor. Mehmet Sinan Kuran, anlatının küllerinden doğan özgür bir sanat dilinin izini sürüyor.
*Görsel, cernmodern resmi web sitesinden alınmıştır.
Doğadan İlham Alan Yeni Bir Ekosistem: “TunState”
Aslı Çavuşoğlu’nun doğanın direnç mekanizmalarından ilhamla şekillendirdiği kişisel sergisi TunState, 17 Mayıs–27 Eylül tarihleri arasında İMALAT-HANE’de izleyiciyle buluşuyor. Sergi, sanatçının üretim pratiğini yalnızca biçimsel değil, kavramsal olarak da genişlettiği, dönüşüm ve direnç üzerine düşünsel bir evren sunuyor.
İlk kez 2022’de Torino’da, ardından 2023’te Meksika’daki Museo Jumex’te farklı işlerle izleyici karşısına çıkan TunState, bu kez yeni eserlerle zenginleşmiş haliyle İMALAT-HANE’de yerini alıyor. Sanatçının 2018’de Meksika’da karşılaştığı bursera fagaroides ağacının kabuklarından yola çıkarak geliştirdiği çalışmalar, doğal malzemenin zamanla dönüşümüne ve yeniden biçimlenmesine odaklanıyor. El yapımı kâğıda evrilen bu malzeme, mikroskobik bir canlı olan Tardigrad’ın biyolojik savunma biçimiyle görsel ve düşünsel bir paralellik kuruyor.
Sergi adını, Tardigrad’ın çevresel tehditlere karşı metabolizmasını askıya alarak girdiği “tun” durumundan alıyor. Hayatta kalma ve yeniden canlanma kavramlarını merkezine alan bu kavram, Çavuşoğlu’nun üretiminde direnç, bellek ve zamanla değişim gibi katmanlara kapı aralıyor.
İMALAT-HANE’nin dış cephesinde izleyiciyi karşılayan Tardigrad figürü, serginin kavramsal giriş noktasını oluşturuyor. İçeride ise doğadan, bilimden ve malzemenin kendisinden yola çıkan eserler aracılığıyla, bozulma, bekleme ve yeniden var olma hâllerine dair çok katmanlı bir anlatı inşa ediliyor.
*Görsel, aslicavusoglu.info resmi web sitesinden alınmıştır.