BLOG

/ Blog
12 Ağustos, 2024

Yaratıcı Dünyalar: Sergilerden Festivallere

Yaratıcı Dünyalar: Sergilerden Festivallere

Eda Çamlı  |  Ed. Murat Kadaş

Göründüğü Gibi

Arter’in 2. katında sanatseverlerle buluşan “Göründüğü Gibi” sergisi, Şakir Gökçebağ’ın gündelik nesneleri olağan bağlamlarından kopararak yeniden yorumladığı sanatsal pratiğine ışık tutuyor. Sanatçı, şemsiye, bahçe hortumu, giysi askısı, kemer gibi sıradan objeleri parçalarına ayırarak ve tekrar birleştirerek, izleyicilere tanıdık ama aynı zamanda yabancılaşmış bir estetik deneyim sunuyor. Bu yaratıcı müdahaleler, Gökçebağ’ın nesnelerin içsel potansiyelini açığa çıkarmasına olanak tanırken, bizleri dünyayı ve eşyaları algılama biçimimiz üzerinde yeniden düşünmeye davet ediyor.

Sanatçının yalınlık, evrensellik ve ulaşılabilirlik ilkeleri üzerine kurduğu sanatsal yaklaşımı, eserlerinde basit malzemelerle güçlü ifadeler yaratma yeteneğini öne çıkarıyor. Gökçebağ, nesneleri kesme-birleştirme, uzatma-kısaltma gibi müdahalelerle dönüştürerek, onları üç boyutlu bulmacalar ve şaşırtıcı mekânsal kompozisyonlar haline getiriyor. Böylece, sıradan nesneler, sanatsal bir temsilin ötesine geçerek, izleyiciye yeni yorumlar sunan özgün ve eğlenceli bir evrene kapı aralıyor.

“Göründüğü Gibi” sergisi, Şakir Gökçebağ’ın farklı dönemlerde ürettiği yerleştirme, heykel ve fotoğraflarını bir araya getirirken, sanatçının yapıtlarını Arter’in galeri mekânına özel olarak yeniden yorumlayarak sunuyor.


Fotoğraf arter resmi web sitesinden alınmıştır.

Müzede Sahne 2024: Gözler Duyar Kulaklar Görür

Sabancı Vakfı'nın ana desteğiyle gerçekleştirilen MÜZEDE SAHNE, bu yıl "Gözler Duyar Kulaklar Görür" teması altında 22-25 Ağustos 2024 tarihleri arasında Sakıp Sabancı Müzesi'nde kapılarını açıyor. Sanat yönetmenliğini Ayşe Draz'ın üstlendiği etkinlik, işitsel algıya odaklanan ve farklı disiplinleri bir araya getiren zengin bir programla izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunacak.

MÜZEDE SAHNE 2024, tiyatro, performans, müzik ve etkileşimli sanat alanlarında dikkat çeken yapımları sahnesinde ağırlayacak. İbrahim Selim'in başrolde yer aldığı "Bana Kimse Ne Olduğunu Anlatmadı" oyunu, müze ortamında bir güvenlik görevlisinin yaşadığı ironik ve düşündürücü anları sahneye taşıyacak. Aynı zamanda, Şerif Erol ve Özlem Zeynep Dinsel’in başrollerinde olduğu "Baba" oyunu, anıların, travmaların ve gerçekliğin doğasına dair derin sorulara odaklanarak izleyiciyi etkileyici bir yolculuğa çıkaracak.

Bu yılki etkinliklerde ayrıca, İstanbul’un iki farklı kültürünü bir araya getiren "Mahallemiz Eşrafından", karşılaşmalar ve çarpışmaların ses ve hareketle buluştuğu "Geçen Gün", insan olmanın gerekliliklerini sorgulayan "Parrhesia 2" ve İstanbul'da yaşayan sanatçıların hayatına mizahi bir pencereden bakan "AMA" oyunları da yer alıyor.

Etkinlik programı, sesin ve sessizliğin sanatsal formlarını keşfetmek isteyenler için zengin bir çeşitlilik sunuyor. Sessiz Disko dans etkinliği, Serkan Aka’nın etkileşimli ses yerleştirmesi, ATTA’nın çocuklara yönelik katılımcı oyunları ve ses tasarımcısı Dr. Oğuz Öner’in ses meditasyonu, ses yürüyüşü ve ses haritalama atölyeleri gibi etkinlikler, MÜZEDE SAHNE’nin çok yönlü ve katılımcı ruhunu yansıtıyor.


Fotoğraf Sakıp Sabancı Müzesi resmi web sitesinden alınmıştır.

Kaş Caz Festivali

23-25 Ağustos tarihleri arasında Kaş Marina, 6. Kaş Caz Festivali’ne ev sahipliği yapacak. Zengin programıyla dikkat çeken festival, caz müziği tutkunlarını Akdeniz’in büyüleyici atmosferinde buluşturacak.

Festivalin açılışlarını, Joy FM ve Joy Jazz'den tanınan DJ Barthez, gün batımında gerçekleştirecek. İlk günün sahnesinde, 70'li yılların saykodelik, funk ve soul parçalarını günümüzün modern alt yapısıyla harmanlayan Hey! Douglas, ardından kendine özgü tarzı ve güçlü sesiyle Türkiye’nin en sevilen kadın sanatçılarından Kalben yer alacak.

İkinci gün, multi-enstrümantalist Deniz Mahir Kartal’ın solo performansıyla başlayacak. Kartal, gelenekselden klasiğe, cazdan modern ve elektronik müziğe uzanan zengin repertuarını dinleyicilerle buluşturacak. Ardından, derinlikli vokaliyle Türk müziğinin önde gelen isimlerinden Birsen Tezer, başta Gürol Ağırbaş olmak üzere önemli müzisyenlerden oluşan ekibiyle sahne alacak.

Festivalin son gününde ise, farklı kültür ve coğrafyalardan gelen müzisyenlerden oluşan İstanbul merkezli grup No Land performans sergileyecek. Festivalin kapanışında ise, Türkiye’nin güçlü seslerinden Fatih Erkoç, Fatih Erkoç Quartet Jazz Project ile cazseverlere unutulmaz anlar yaşatacak.


FotoFotoğraf Kaş Caz Festivali resmi web sitesinden alınmıştır.


Devamını Oku

05 Ağustos, 2024

Şiir, Heykel ve Müzik

Şiir, Heykel ve Müzik

Eda Çamlı  |  Ed. Murat Kadaş

Yeraltının Kapıları

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İBB Miras, İBB Kültür ve Çek Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu iş birliğiyle gerçekleştirilen “Yeraltının Kapıları – Geçiş ve Yansıma ile Mekâna Dokunma; Vlastimil Beránek” adlı sergi, 30 Kasım'a kadar Yerebatan Sarnıcı'nda sanatseverlerle buluşacak.

Restorasyonu İBB Miras tarafından tamamlanan Yerebatan Sarnıcı'nda, yeraltı, gerçeklik algısı ve yansımalar kavramlarını keşfe çıkan sergi, Çek çağdaş heykeltıraşlar Vlastimil Beránek ve Jaroslav Prošek’in eserlerini 1500 yıllık bu tarihi mekanda sergiliyor. Küratörlüğünü Dr. Mahir Polat ve Miroslav Kroupa’nın üstlendiği sergide, suyun içine yerleştirilen kristal heykeller, camın saydamlığı ve katılığı ile su ve taş arasındaki diyalogları ortaya koyuyor. İstanbul'da düzenlenen en büyük uluslararası kristal heykel sergisi olma özelliği taşıyan bu etkinlik, yeraltı, gerçeklik algısı, mitoloji, yansıma ve geçiş temaları etrafında şekilleniyor.

Sergi, Platon’un mağara alegorisinden esinlenerek, mağaraya zincirlenmiş insanların gördüğü nesne yansımalarını gerçeklik olarak algıladığı fikrinden hareket ediyor. Vlastimil Beránek’in geçmiş ve bugüne odaklanan cam eserleri, sarnıcın su ve taş dokusuyla etkileşime girerek dinamik yansıma alanlarına renk ve yansıtma katarak dikkat çekiyor. Jaroslav Prošek’in eserleri ise izleyiciyi 6.000 yıl öncesine, Mezopotamya’da üretilen ilk cam ve aynı döneme ait yarı fosil meşe ağacı malzemesiyle buluşan tarihe götürüyor. Bu eserler, izleyicileri kendileriyle, kolektif hafızayla ve şimdiki zamanla ilgili düşünmeye sevk ediyor.

Geçiş ve yansımalarla Yerebatan Sarnıcı’nda sıradan bir turistik gezinin sınırlarını aşan sergi, ziyaretçileri insanlığın derinliklerine yeniden odaklanmaya; 1500 yıldır güneşten mahrum bırakılmış, buraya hapsedilmiş Medusa anlatısındaki “insan olma durumu” üzerine düşünmeye davet ediyor.