Orhun Atmış | Ed. Seda İstifciel
İskandinav edebiyatının klasiklerinden kabul edilen “Yaz Kitabı” romanı ve çocuklar için yazdığı “Mumi hikâyeleri” ile tanınan Fin sanatçı Tove Jansson, hem yaşam öyküsü hem de eserlerinin yer aldığı bir sergiyle İstanbul’da anılıyor. Beyoğlu’nda bulunan Avrupa Pasajı’nda açılan sergide Jansson’un eskizleri, karikatürleri, kitap illüstrasyonları ve tablolarından bir seçki görülebiliyor. “Tove Jansson, Mumilerin Yaratıcısı ve Sanatçı” sergisi, 17 Mayıs’a kadar pasajın birinci katındaki Aynalı Geçit’te ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Jansson, 2001’de yaşamını yitirene kadar edebiyatın ve sanatın birçok farklı dalında başarılı örnekler sundu. Zaten 1914 doğumlu sanatçı, genç yaşta umut vaat eden bir ressam ve karikatürist olarak ün kazanmıştı, daha sonra romanlar, kısa öyküler, şiirler, radyo ve tiyatro için oyunlar yazdı. Hatta şarkılar besteledi.
En çok tanındığı Mumi serisi, çocuklara yeni hayaller kurduruyor, umut ve dostluk aşılıyor. Jansson’un tüm dünyada ellinin üzerinde dile çevrilen kitapları, Türkiye’de Dinozor Çocuk ve Dinozor Genç tarafından okurlara ulaştırılıyor. Bu kitaplar Avrupa Pasajı’nın büyüleyici atmosferine bakan pencerelerin kenarlarına sıralanmış, ücreti karşılığında sahip olunabiliyorlar. Duvarlarda ise sanatçının özgeçmişini anlatan yazılarla tabloları sıralanmış. Hepsi etkileyici resimler... İlerledikçe hem sanatçıyı hem de sanatını tanıyorsunuz. Biraz daha ilerlediğinizde karikatürlerine göz atabiliyorsunuz. Ufak bir karanlık odaya giriş yaptığınızda ise Mumi çizgi filmlerinden örnekler izleyebiliyorsunuz. Toplamda 40 eser sergide yer alıyor.
CAN’T COME, STILL EMERGING
Pilot Galeri, Melih Çebi’nin “Can’t Come, Still Emerging” isimli ikinci kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Çebi, bundan tam iki yıl önce yine Pilot Galeri’de açılan ilk kişisel sergisinde tüketim toplumunun tatmin edici olmayan doğasını bebek figürleriyle izleyiciye sunuyordu. Hızlı tempolu dünya, sürekli değişen eğilimler ve onlara ayak uydurma baskısı, sanatçının eserlerinde ön planda olan, hepsi birbirinin aynısıymış gibi görünen karakterlerine yansıyordu. İkinci kişisel sergisi bu kez sanatçının bireysel ve sanatsal dönüşüm sürecine ayna tutuyor. İlk kişisel sergisi “Baby on Board” ile sanat dünyasında kendine bir alan arayan Melih Çebi, bu kez o alanın içinde var olmayı ve bu varoluşun doğurduğu meseleleri sorguluyor.
Bu defa Çebi'nin eserlerindeki figürler bebek formunda karşımıza çıkmıyor. Artık çocukluk ve ergenlik çağlarını arkalarında bırakmaya başlamış bu figürler, bireyin yaşadığı derin içsel değişimlere işaret ediyor; bu süreç henüz tam olarak netleşmemiş, belirsiz bir geçişi imliyor. Sergiye adını da veren “Still emerging” (hâlâ oluşmakta/belirmekte) ifadesi, tam da bu evrilme sürecini vurguluyor. Sanatçının son dönem üretimleri, geçmiş, şimdi ve olası bir gelecek arasındaki muğlak çizgilerde gezinen, zamandan bağımsız, düşsel atmosferler vaat ediyor. Yapıtlarda yer alan karakterler, yalnızlık, kendi içine kapanma ve benlik arayışı gibi kavramlar çevresinde biçimleniyor. Sanatçının daha önceki serilerinde rastladığımız, adeta bir maskeyi andırırcasına yinelenen tebessümlü çehreler, bu yeni sergide yerini daha yalın, hatta zaman zaman mimiksiz ifadelere terk ediyor. Çebi, yapıtlarını bir film şeridinin negatif kareleri misali tasarlıyor; her bir eser, tek başına geçirilmiş bir gece vaktini, çocukluktan kalma unutulmuş bir parkı veya dijital ekranların aydınlığında erimeye yüz tutmuş bir benliği gözler önüne seriyor.
"Can’t Come, Still Emerging" sergisi, günümüz insanının deneyimlediği bireysel ayrışma hissiyle beraber, bir duraksama ve değişim sürecini odağına yerleştiriyor ve izleyiciyi sadece gözlem yapmaya değil, aynı zamanda kendi gerçekleriyle yüzleşmeye çağırıyor. Bu sergi, sanatçının kendi içsel serüveninin yansımalarını barındırırken, ziyaretçilere hem kendi özleriyle bir hesaplaşma imkânı sunan hem de bireysel deneyimlerin ötesine geçerek ortak belleğe temas eden katmanlı bir deneyim vaat ediyor.