11 Temmuz 2025 Cuma

Gündönümü ve Hiç Var Olmamış Kabuklar Rüyası

Orhun Atmış  |  Ed. Seda İstifciel


Form, Hafıza ve Kabuğun Düşü

Pg Art Gallery’nin yeni sergisi “Hiç Var Olmamış Kabuklar Rüyası”, izleyiciyi kentin alışıldık ritminden koparıp, doğanın en temel formlarından biri üzerine kurulu düşünsel bir alana davet ediyor. 

Sergide Ahmet Rüstem Ekici & Hakan Sorar, Cansu Sönmez, Derya Geylani Vuruşan, Funda Alkan, Je M’apelle Macid, Lara Törün, Ömer Faruk Yaman, Sevim Kaya ve Sinem Demirci’nin eserleri yer alıyor. Farklı pratiklere sahip dokuz sanatçının bir araya geldiği sergi, bir deniz kabuğu koleksiyonundan yola çıkıyor. Eserler, Hasan Güleşçi’nin yıllar içerisinde özenle oluşturduğu ve 2019 yılında Bodrum Deniz Müzesi’ne bağışlanan 6 bin parçalık deniz kabuğu koleksiyonundan ilhamla üretildi.

Sanatçılar, bu koleksiyondan aldıkları ilhamla, “kabuk” metaforunu kendi sanatsal dilleriyle yeniden yorumlamışlar. Galerinin dört bir yanına yayılan eserler, bu tekil formun ne kadar çok katmanlı bir anlama gelebileceğini gösteriyor: Bir sığınak, bir kalıntı, belleğin taşıyıcısı veya dönüşümün bir simgesi...

Serginin en dikkat çekici yönlerinden biri, malzeme ve teknik çeşitliliğinin yarattığı diyalog. Bir yanda yapay zekâ teknolojileriyle üretilmiş, doğada var olmayan düşsel kabuk formları yer alıyor. Diğer yanda ise cam, yün, kum gibi daha geleneksel ve dokunsal malzemelerle çalışan sanatçılar, zamanın izlerini ve doğanın kırılganlığını neredeyse fiziksel bir anlatıya dönüştürüyor. Organik ile yapay, geçmiş ile gelecek arasındaki sınırlar, bu eserlerin birlikteliğinde giderek belirsizleşiyor.

Resimlerde askıya alınan zaman ve yarı terk edilmiş hissi veren mekânlar, izleyiciyi durup düşünmeye sevk ediyor. Spiral yapısıyla yaşam döngüsünü, içe dönük yüzeyiyle korunma içgüdüsünü çağrıştıran kabuk formu, her sanatçının elinde farklı bir felsefi sorunun başlangıç noktası haline gelmiş.


 *Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar

“Hiç Var Olmamış Kabuklar Rüyası”, doğrudan cevaplar vermekten kaçınan, bunun yerine güçlü sorular ortaya koyan bir sergi. Hafıza nedir? Doğayla kurduğumuz bağ ne kadar temsili, ne kadar gerçek? Sanatçılar bu soruları yanıtlama iddiasında bulunmuyor; aksine, her bir eseri bu soruları düşündüren bir araç olarak konumlandırıyorlar. Örneğin Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar’ın eserinde kum ve eflatun rengi mercanların ortasında, bir çift elin özenle tuttuğu, adeta bir kelebeği andıran, neredeyse mükemmel simetriye sahip bir deniz kabuğu görüyorsunuz. Bu kare, sergiyi birçok açıdan anlatıyor: İnsanın doğaya olan müdahalesi, onu hem koruma hem de sahiplenme arzusu ve doğanın kendi içindeki tasarım yeteneğinin yarattığı şaşkınlık. O kabuğun gerçek mi yoksa bir sanatçının hayal gücünün ürünü mü olduğu sorusu, tam da serginin adının vaat ettiği o rüya hissiyatını pekiştiriyor.

Sergi, çağdaş sanat üretiminde biçim, malzeme ve kavram arasındaki diyaloğun güncel bir yansımasını sunuyor. Sergi 20 Ağustos’a kadar görülebilecek.

Galeri 77’de “Gündönümü”


Sedat Girgin, Kara Göründü n:1, 2024, Tuval üzerine akrilik, 195x195 cm

Galeri 77’nin “Gündönümü” sergisi, adını aldığı mevsimsel zirvenin ruhunu yansıtıyor: İçinde hem dinginliği hem de coşkuyu barındıran, ustaca kurgulanmış bir diyaloglar bütünü. Kalabalık bir grup sergisinin risklerini avantaja çeviren seçki, sanatın farklı dilleri arasında bir denge ve gerilim kurmayı başarıyor.

Bir yanda Kirkor Sahakoğlu’nun meditatif renk alanları izleyiciyi yavaşlamaya davet ederken Taron Marukyan’ın dinamik, ekspresif dokuları ise yüzeyde coşkulu bir titreşim yaratıyor. Bu gerilim, soyuttan figüre akarken de devam ediyor. Sedat Girgin’in rüyayı andıran sürreal sahneleri izleyiciyi gerçekliğin ötesinde bir bilinç akışına çekerken Roman Babakhanian’ın fotogerçekçi işleri ise gündelik nesneleri anıtsal bir sessizlikle yücelterek somut bir denge kuruyor.

Serginin üç boyutlu işleri bu anlatıyı zenginleştiriyor. Hakan Çınar’ın ahşap figürünün sıcaklığına eşlik eden karmaşık ifadesi dikkat çekiyor. “Gündönümü”, birbiriyle konuşan eserler üzerinden ışığın, rengin ve formun farklı tezahürlerini sunarak salt bir yaz sergisi olmanın ötesine geçiyor. Sergi, 23 Ağustos’a kadar Galeri 77’de görülebilir. 


 Hakan Çınar, Sır, 2025, Ahşap yontu (Sapelli ağacı) 62x68x36 cm.


Yorumunuzu bırakın