Eda Çamlı | Ed. Seda İstifciel
Haftalık Sanat Haberleri (23 Aralık-30 Aralık) :
Fındıkkıran
Yeni yıl kutlamalarının vazgeçilmezi, P. İ. Çaykovski’nin ölümsüz eseri Fındıkkıran, bu kez İstanbul Genç Bale Topluluğu tarafından sahneye taşınıyor. Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen ve dünyada “Junior Ballet” olarak bilinen bu oluşum, geleceğin yıldızı genç dansçıları bir araya getirerek unutulmaz bir deneyim sunuyor.
İstanbul Genç Bale Topluluğu, Türkiye’den ve Macaristan, İngiltere, İsviçre, Kanada, İspanya, Makedonya gibi ülkelerden gelen genç yetenekleri sahnede buluşturuyor. Küçük Clara Stahlbaum’un yılbaşı hediyesi olarak aldığı fındıkkıran oyuncağı üzerinden başlayan masalsı hikâye, Kuzey Makedonya Opera ve Balesi sanat yönetmeni Olga Pango’nun koreografisiyle yeniden hayat buluyor.
29 Aralık saat 18.00’de Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde prömiyer yapacak Fındıkkıran balesine, Stuttgart Balesi’nin baş dansçısı Marti Paixa ve Kuzey Makedonya Balesi’nin baş dansçısı Balazs Locsei, farklı temsillerde başrolde eşlik ederek destek veriyor. Bu büyülü eser, prömiyerinin ardından 30 Aralık, 2 Ocak ve 9 Ocak tarihlerinde yeniden izleyiciyle buluşacak.
İstanbul Genç Bale Topluluğu, Fındıkkıran ile sadece yılbaşı ruhunu değil, klasik balenin evrensel cazibesini de izleyicilere sunuyor. Kaçırılmaması gereken bu gösteri, genç dansçıların enerjisi ve Çaykovski’nin zamansız müziğiyle sahnede büyülü bir atmosfer yaratacak.
*Görsel, Anadolu Ajansı resmi web sitesinden alınmıştır.
Rüya Mağaraları
Serina Haratoka’nın dört yıllık bir çalışmanın ürünü olan ilk kişisel sergisi Rüya Mağaraları, 24 Aralık 2024 - 24 Ocak 2025 tarihleri arasında Tokatlıyan Han’ın beşinci katında sanatseverlerle buluşuyor. Denizhan Özer’in küratörlüğünde düzenlenen sergi, sanatçının rüya, mağara ve renk metaforlarına odaklanan etkileyici eserlerini izleyiciyle paylaşıyor.
Haratoka, eserlerinde rüya ile gerçek arasındaki çizgiyi bulanıklaştırarak, özüne dönüş ve görünmeyeni keşfetme yolculuğunu anlatıyor. Mağara alegorisi üzerinden ilerleyen sergide, sanatçının sembollerle zenginleştirdiği ve rengin ön plana çıktığı bir anlatım dili dikkat çekiyor. Kafkasya’daki köklerinden gelen inançlar, mitoloji, ritüeller ve sanat tarihi Haratoka’nın eserlerinin temel taşlarını oluşturuyor.
Yağlı boya resim ve enstalasyonlardan oluşan eserler, sanatçının hipnagojik rüyalar, parlak imgeler ve antik inanç sistemlerinden ilhamla şekillendirdiği çok katmanlı bir sanatsal dil sunuyor. Haratoka, eserlerinde yalnızca imge değil, aynı zamanda volüm oluşturarak resme boyut ve mekânsal bir derinlik kazandırıyor. Mağaraların yüzeylerindeki girinti ve çıkıntılara benzer yapılar, sanatçının çalışmalarında kendini tekrar etmeyen renkler ve dokularla harmanlanarak mekânsal bir algı yaratıyor.
Sanat tarihine ve insanlığın inançla kurduğu derin bağlara referans veren Rüya Mağaraları, sanatseverleri bir dönüşüm ve keşif yolculuğuna davet ediyor. Bu büyülü sergiyi 24 Ocak 2025’e kadar Tokatlıyan Han’da ziyaret edebilirsiniz.
*Görsel, Serina Haratoka resmi Instagram hesabından alınmıştır.
Pul Pul Döküldü, Ufalandı Zaman
Gülşah Mursaloğlu’nun Pul Pul Döküldü, Ufalandı Zaman başlıklı kişisel sergisi, 27 Aralık 2024 - 22 Şubat 2025 tarihleri arasında SANATORIUM’da izleyiciyle buluşuyor. Sanatçı, bu sergide yaşamın üretkenliği, duraklamaları ve dönüşüm süreçlerini, yumurta metaforu üzerinden ele alıyor.
Serginin temelinde, yumurta ve kabuklarının zamana, mekâna ve dönüşüme dair çok katmanlı hikâyeleri yer alıyor. Kuytuda Uğuldayan Yumurta başlıklı video yerleştirmesi, yumurtaların mekânsal yolculuklarını, parçalanma ve dönüşüm süreçlerini soyut bir peyzajda izleyiciye sunuyor.
Girişte yer alan Hızlandırılmış Milyon Yıllık Bir Karşılaşma adlı yerleştirme, sanatçının bir yılı aşkın süredir topladığı yumurta kabuklarından oluşuyor. Yumurta kabuğundaki kalsiyum karbonatın kaya oluşumu ve taşlaşma süreçlerine dair metaforik bir hikâye, seramik yerleştirmeler üzerinden anlatılıyor. Ziyaretçiler, bu yerleştirmeye titreşimleriyle müdahale ederek serginin bir parçası hâline geliyor.
Serginin diğer dikkat çeken yerleştirmesi Dalgalar Boyu Derya-degiş, uyku kavramını türler arası birleştirici bir alan olarak ele alıyor. İki bedenin uyku dalgalarını yansıtan ışık yerleştirmesi, REM ve non-REM döngülerini sergi süresince renk değişimleriyle aktarıyor.
Gözeneklerde Kutu Kutu Pense ise sanatçının topladığı kabukları ezip yeniden şekillendirerek fosilleşmiş fragmanlar hâlinde duvarlara taşıyor. Çeşitli formlara bürünen bu kalıntılar, bedenler ve türler arasında geçişken bir yapı sunuyor.
Sergiye, sanatçının Goldrausch Künstlerinnenprojekt kapsamında ürettiği ve Sina Ribak’ın Tending to Elusive Matter adlı metnini içeren bir yayın da eşlik ediyor. Gülşah Mursaloğlu’nun bu çok katmanlı ve kavramsal sergisi, izleyiciyi zamana ve dönüşüme dair yeni bir bakış açısına davet ediyor.