16 Ekim 2023 Pazartesi

Tiyatro ve Sergi Ziyafeti

Eda Çamlı  |  Ed. Yüsra Yüce

27. İstanbul Tiyatro Festivali Başlıyor!

25 Ekim-25 Kasım tarihleri arasında, İstanbul Tiyatro Festivali, Işıl Kasapoğlu küratörlüğünde büyük bir heyecanla kapılarını aralıyor. Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanından yirmi tiyatro oyunu, performans ve dans gösterisi şehrin dört bir yanında sanatseverlerle buluşuyor.

27. İstanbul Tiyatro Festivali, sahneleme türlerinin ve sanat biçimlerinin büyük bir çeşitlilik içinde sergilendiği özel bir etkinlik. Festivalin programı belgesel tiyatrodan klasik sahnelemelere, çağdaş tiyatrodan mask tiyatrosuna, kukla sinemasından mekâna özgü performanslara kadar uzanıyor. Sanatseverler, bu etkinlik sayesinde farklı sanat disiplinleriyle tanışma fırsatı buluyor.

Festivalin açılışı, Pina Bausch'un unutulmaz eseri "Café Müller" ile yapılıyor. Dansın güzellik algısını sorgulayan ve sahneye özgü bir ifade biçimi bulan bu performans, festivalin açılışında izleyicilere heyecan verici bir deneyim sunacak.

Ayrıca, festivalin temalarından biri olan "Bu İşte Bir Kadın Var", bu yıl da etkinlik programına alınmış. Program kapsamında kadın hikayelerini konu edinen oyunlar ve kadınların yaratıcılığını öne çıkaran yapımlar sahnelenecek. Wajdi Mouawad'ın Kız Kardeşler oyunundan Flu Lysistrata ve Sen Hamlet Değilsin'e kadar birçok eser, kadın üretiminin ve kadın bakış açısının daha görünür hale gelmesini hedefliyor.

İstanbul Tiyatro Festivali, sadece yetişkin izleyicileri değil, çocukları da unutmuyor. Festival programı içinde yer alan ödüllü yapım "Büyük Patlama (The Big Bang)" ve Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü'nün desteğiyle üretilen "Kabuk" adlı çocuk oyunları, minik seyircileri büyülü bir dünyaya davet ediyor.

Festivalin detayları için: https://tiyatro.iksv.org/


Fotoğraf Passo web sitesinden alınmıştır.

Bir İdealin Peşinde: Atatürk ve Alaca Höyük

Yapı Kredi Müzesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını gururla kutlamak ve bu özel dönemi anlamak amacıyla, "Bir İdealin Peşinde: Atatürk ve Alaca Höyük" sergisine ev sahipliği yapıyor. 10 Mart 2024'e kadar sürecek olan bu özel sergi, Alaca Höyük kazılarında ortaya çıkarılan eşsiz arkeolojik hazineleri İstanbul'un merkezine getiriyor.

Sergi, İstanbul Yapı Kredi Müzesi'nin üç katını dolduran geniş bir alanda ziyaretçileri ağırlıyor. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Alaca Höyük Müzesi, Çorum Müzesi ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nden getirilen iki yüz otuz beş arkeolojik ve etnografik eser, tarihsel bir yolculuk sunuyor. Bu nadir ve özel eserler sergiyi dolaşan herkesi antik Anadolu'nun derinliklerine götürüyor. Sergi, ziyaretçilere kazılar sırasında çekilmiş fotoğraflar ve sanatçı Mahmut Akok'un özgün çizimleriyle Alaca Höyük'ün hikayesini anlatıyor.

Serginin ilk katında Alaca Höyük kazılarının ilk yıllarında kullanılan bir dekovil (vagon) ve sikkenin atası kabul edilen bir bronz ingot (külçe) ziyaretçileri karşılıyor. İkinci katta, Cumhuriyet Dönemi Türk arkeolojisinin gelişimini gösteren bilgi panoları ve orijinal eserler yer alıyor. Aynı katta Hatti dünyasının etkileyici ortak kültürünü, halkın ve yönetici sınıfın yaşamını, ölü gömme geleneklerini anlatan sergi alanları ziyaretçilere sunuluyor.

Üçüncü katta ise Hititlerin Alaca Höyük'te ulaştığı sanat düzeyi, doğal çevre ile kurulan bağlar, dinsel, gündelik ve sosyal yaşama dair buluntular detaylı olarak inceleniyor. Bu kat, arkeolojik ve etnografik objeler kullanarak Anadolu'nun çağlar boyunca devam eden kültürel sürekliliğini vurguluyor.


Fotoğraf Yapı Kredi Kültür Sanat web sitesinden alınmıştır.

Renkli Anadolu

Türkiye'nin ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler'in eşsiz eserlerinden oluşan "Renkli Anadolu" sergisi, Yapı Kredi bomontiada'da kapılarını ziyaretçilere açtı. Bu özel sergi, Doğuş Grubu ve Ara Güler Müzesi iş birliğiyle hayata geçiriliyor ve sanatseverlere Anadolu'nun renkli ve zengin kültürel dokusunu keşfetme fırsatı sunuyor.

Sergi, Ara Güler'in renkli fotoğrafçılığın yükseliş dönemlerine uyum sağlayarak çektiği seksen dokuz benzersiz fotoğrafı içeriyor. Bu özel koleksiyon, 1957 ve 2003 yılları arasına yayılan uzun bir zaman dilimini kapsayarak Ara Güler'in fotoğrafçılıkta zamansız bir ustalık sergilediğini gözler önüne seriyor. Fotoğraflar, Anadolu'nun farklı köylerini, manzaralarını ve günlük yaşam sahnelerini yansıtarak bölgenin çeşitliliğini vurguluyor.

Renk, serginin ana teması olarak öne çıkıyor. Ara Güler'in objektifinden yakalanan canlı ve etkileyici renkler, Anadolu'nun zenginliğini ve güzelliğini alımlayıcıya sunuyor. Sergi, sanatseverlere bu muhteşem bölgeyi yeniden keşfetme ve Güler'in gözünden Anadolu'yu deneyimleme fırsatı sunuyor.


Fotoğraf Ara Güler Müzesi web sitesinden alınmıştır.

Yorumunuzu bırakın