Kumru Yaren Cengiz | Ed. Murat Kadaş
Eylül ayının da yaklaşmasıyla her yıl merakla ve ilgiliyle takip ettiğimiz festival dönemi kendini göstermeye başladı. Durgun geçen yaz aylarının ardından sonbaharla senkronize hayatımıza nüfuz eden festivaller dört koldan coşkuyla geliyor. Sinema, tiyatro, dans, performans, müzik, çağdaş sanat gibi sanatın her alanında sesi yükselen bu festivaller ile biz katılımcılar ve üretimciler yeniden doğuyoruz. Her festival seçkisi bizleri başka birine dönüştürüyor. Sanat icra etmenin ve sanatla ilgilenmenin zorlayıcı olduğu şu dönemde festivallerin anlamı hepimiz ayrıca büyük. Her şeye rağmen bir arada olabilmek ve ortak paydada buluşabilmek çok değerli.
Tüm bu anlam ve önem seramonisinin ardından önümüzdekİ iyice şeffaflaşmaya başlamış olan festivallere ve seçkilere değinelim. Öncelikle Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleşen Müzede Sahne adındaki adeta mini bir festival havasında olan etkinliğe bakalım. Bu sene “Gözler Duyar, Kulaklar Görür” temasıyla 22-25 Ağustos tarihinde gerçekleşecek olan programın 2024 sanat yönetmenliği de Ayşe Draz’a ait. Sezondaki en etkileyici oyunları temaya da uygun bir şekilde gözlerle duyup, kulaklarla görebileceğimiz bir seçki halinde önümüze sunuyor bu program. Ama, Bana Kimse Ne Olduğunu Anlatmadı, Mahallemiz Eşrafından, Baba, Parrhesia 2, Geçen Gün isimli oyunlar sezonda adlarından çok fazla söz ettirdiği gibi bu etkinliğin de seçkisini oluşturuyor. Bu oyunların yanı sıra Kabuk isminde bir çocuk oyunu, Bak Orada Ne Var! isimli interaktif bir bebek oyunu; Tam O Anda: Çok Disiplinli Soundpainting, Atlı Köşk’ün Ses Manzarası, Çılgın Çocuk Orkestrası Çocuklar İçin Soundpainting isimli atölyeler ile hem sadece yetişkinlere hitap etmekten çıkıp tüm yaş gruplarına hitap ederken aynı zamanda bizleri sadece izleyici konumunda tutmayıp katılımcı ve üretici konumuna da taşıyan bir seçkiden oluşuyor etkinlik.
Açık havayla ve müzenin güzel atmosferiyle de birleşen bu etkinliğin ardından eylül ayı ile gerçek festivaller karşımıza çıkıyor. Başta İstanbul Fringe Festivali 6. edisyonu ile 13-21 Eylül’de kelimenin tam anlamıyla gümbür gümbür geliyor. Dans, performans, tiyatro disiplinlerini bir arada hem yerli hem de uluslararası özgün işlerle karşımıza çıkaran bir festival Fringe. Her yıl hem kitlesi hem seçkisi hem etkisi büyüyen bu festivalin sadece bizlere sunduğu performanslar değil atölyeleri de gerçekten özgün bir yerde yer alıyordu. Hem seçkide işleri sergilenen sanatçıların hem de alanının uzmanı olan isimlerin verdiği atölyeler paha biçilemez nitelikte deneyimler sunuyor katılımcılara her sene. Broadway ve daha birçok ilginç alana dair işinin ehli olan kişilerden kısa ama yoğun eğitimler almak ufuk açıyor. Şahsi deneyimlerim üzerinden seçkinin yanında atölyelerin de kesinlikle kaçırılmaması gerektiğinin altını çiziyorum. Bu seneki seçkide ise The Life Of Hokusai, The Waves Of Whispers, The Kitchen Dance, HHH gibi işler kaçırılmaması gereken işler arasında. 6. İstanbul Fringe Festivali’ne dair çok daha detaylı bilgi için Decollage Art Space Blog’da yayınlanan festivalin Kültür Politikaları Direktörü Zeynep Uğur ile yaptığımız uzunca sohbeti okuyabilirsiniz.
Gelelim sinemaya… Fringe ile tarihleri de birazcık çakışan Ayvalık Uluslararası Film Festivali öncelikle karşımıza çıkıyor sinema için. Bu yıl üçüncü yılını yaşayan bu destinasyon festivalinin her destinasyon festivalinde olduğu gibi can bulduğu kent ile bağını koruma amacı güden festivalin afişi de her yıl için dikkat çekici. Bu bahsi geçen bağın korunmasının ilk yolu kentli sanatçıları festivalin bir parçası hatta önemli bir parçası yapmaktan geçiyor diyebiliriz. Bu yılın afişindeki deniz atı ile görüyoruz ki görsel tasarımı Erdem Yılmaz’a ait olan bu senenin afiş ilhamı Ayvalık’ta yaşayan Güney Kore’li sanatçı Hyseung Lee’nin eserinden geliyor. 17-22 Eylül’de Seyir Derneği tarafından düzenlenecek olan Uluslararası Ayvalık Film Festivali Yeni Bir …” Ödül seçici kurulunda bu yıl Belmin Söylemez, Ali Aga, Anna Maria Aslanoğlu, Asu Maro ve Nezaket Erden var. Ayvalık Uluslararası Film Festivali kapsamında Mey|Diageo’nun katkılarıyla üçüncü kez verilecek. Festivalin kendi kelimeleriyle kategori ayrımı olmaksızın, o yıl içinde sinema alanında gösterdiği başarıyla dikkatleri çeken yeni bir yönetmen, oyuncu, senarist, kurgucu, ses tasarımcısı vb. gibi genç sinemacıların yetişmesi ve teşvik edilmesi için verilen ödül, 17 Eylül'deki açılış gecesinde açıklanacak. Uluslararası festivallerde ses getirmiş filmleri eylül ayında Ayvalık’ta izlemek için 7 Eylül’de satışa çıkacak biletleri kaçırmamanızı tavsiye ederim.
31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali… 23-29 Eylül 2024 tarihlerinde gerçekleşecek olan festivalin seçkisi yavaş yavaş açıklanırken hem jüri üyeleri hem onur ödülü sahipleri hem de ulusal uzun metraj yarışma filmleri duyuruldu. 10’u Türkiye’de ilk kez seyirciyle buluşacak filmlerden, 5'i de dünya prömiyerini festivalde yapacak. Vuslat Saraçoğlu’nun “Bildiğiniz Gibi Değil”, Erkan Tahhuşoğlu’nun “Döngü”, Türker Süer’in “Gecenin Kıyısı”, Hikmet Kerem Özcan’ın “Hakkı”, Murat Fıratoğlu’nun “Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri”, Burak Çevik’in “Hiçbir Şey Yerinde Değil”, Ceylan Özgün Özçelik’in “On Saniye”, Doğuş Algün’ün “Ölü Mevsim”, Zeynep Köprülü’nün “Su Yüzü”, Orhan İnce’nin “Umut” (Hêvî) ve Gürcan Keltek’in “Yeni Şafak Solarken” adlı filmleri çıkacak ve sinemaseverlere Altın Koza heyecanı yaşatacaklar. Demet Akbağ ve Uğur Polat, Onur Ödülleri’nin bu seneki sahipleri olurken festivalin jüri başkanlığını ise Nuri Bilge Ceylan yapıyor.
En İyi Film Ödülü’nün 1.5 Milyon TL olduğu festivalde, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın jüri üyeleri arasında Mehmet Aslantuğ, Serenay Sarıkaya, Nermin Yıldırım, Mustafa Kara, Ayris Alptekin, Müge Turan yer alıyor.
Hem içeriğiyle hem etkisiyle hem de desteğiyle sinemacılar için çok önemli bir yerde bulunan Uluslararası Adana Altın Koza Film festivali bu yıl da katılımcıların heyecanla beklemesine sebep olan bir programla geliyor diyebiliriz.
Eylül ayındaki bu hızlı giriş ardından hız kesmeden ekimde de devam edecek. Hem tiyatro hem sinema camiası için sonbahar heyecanlı ve yoğun geçiyor. İstanbul Tiyatro Festivali, FilmEkimi gibi festivalleri de heyecanla bekliyoruz.
Her şeye rağmen festivallerde buluşmak üzere!