Eda Çamlı | Ed. Seda İstifciel
Haftalık Sanat Haberleri (9 Eylül – 16 Eylül) :
Dünyalar Arasında
Chiharu Shiota’nın İstanbul Modern’de gerçekleşen “Dünyalar Arasında” sergisi, Japonya-Türkiye diplomatik ilişkilerinin 100. yılı kapsamında sanatseverlerle buluşuyor. Shiota, İstanbul’un Asya ve Avrupa arasındaki köprü konumundan ilham alarak, "ara bir yerde olma" hissini eserlerine taşıyor. Sanatçı, kişisel göç hikâyesini İstanbul'un kültürel dokusuyla harmanlayarak, izleyicilere farklı bir deneyim sunuyor.
Serginin merkezinde yer alan “Dünyalar Arasında” başlıklı büyük ölçekli yerleştirmede, Shiota tüm sergi salonunu ağ gibi saran kırmızı ipliklerle donatıyor. Bu iplikler, hayatın akışını ve insanları birbirine bağlayan duygusal bağları simgeliyor. Yerleştirmenin bir parçası olan bavullar ise, göç, aidiyet ve kimlik kavramlarını sorgulatarak, her birinin bir insanı temsil ettiğini vurguluyor. Shiota’nın kırmızı iplikleri, bireysel ve kolektif hafızayı iç içe geçiriyor, izleyiciyi bu duygusal ağın bir parçası olmaya davet ediyor.
Sanatçının kişisel hikâyesiyle İstanbul’un kozmopolit kimliğini bir araya getiriyor ve ziyaretçileri hem görsel hem de duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Zaman, mekân ve hafıza kavramlarını sorgulayan Shiota, izleyicileri kendi anılarını ve ilişkilerini evrensel bir insanlık tanımı içinde düşünmeye yönlendiriyor.
“Chiharu Shiota: Dünyalar Arasında” sergisi, 6 Eylül 2024 - 20 Nisan 2025 tarihleri arasında İstanbul Modern’de sanatseverleri bekliyor.
İçinde Bir Bağ
İçinde Bir Bağ 27 Eylül - 21 Aralık tarihleri arasında Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda sanatseverlerle buluşuyor. Küratörlüğünü İbrahim Cansızoğlu’nun üstlendiği bu özel sergi, Dr. Şükrü Bozluolcay Koleksiyonu’ndan ilham alarak oluşturuluyor ve kırkı aşkın eseri bir araya getiriyor. Sergi, sanatçılar arasındaki karşılıklı etkilenmeleri ve farklı türler arasındaki geçişkenlikleri odağına alıyor.
Sergi ismini, Burhan Uygur’un bir otoportre çalışmasında yer alan “İçimde bu hayata karşı bir bağ varsa yine bu hayata karşı hilesiz ve hurdasız bir çözümü ispat içindir” cümlesinden alıyor. Sergide, koleksiyonun daha önce sergilenmemiş eserleriyle birlikte, bu sergi için özel olarak üretilen çalışmalar da izleyicilere sunuluyor. Sanatçılar arasında Şemsi Arel, İlhan Berk, Abidin Dino, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Can Göknil, Mehmet Güleryüz, Komet ve Burhan Uygur gibi Türkiye sanatının önemli isimleri bulunuyor.
Sergi, Türkiye sanat tarihinde iz bırakmış sanatçıların estetik anlayışları ve akımların sınırlarını aşan eserlerinden bir seçki sunuyor. Yansıma ve yansıtma mekanizmaları, sergide hem fiziksel hem de psikolojik birer metafor olarak öne çıkıyor. Otoportreler, insan ve hayvan bedenlerini yeniden kurgulayan kompozisyonlar ve sanatçının benlik algısıyla kurduğu ilişkiler, serginin merkezinde yer alıyor.
Vera Molnár’ın İzinde
Vera Molnár’ın bilgisayar sanatındaki öncü rolünü ve bu alandaki etkisini gözler önüne seren “Vera Molnár’ın İzinde (À La Recherche de Vera Molnár)” sergisi, 27 Eylül - 21 Aralık 2024 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşuyor. Sergi, Molnár’ın sistematik ve algoritmik çalışmalarından esinlenen güncel sanatçıların yapıtlarını bir araya getirerek, izleyicilere sanatçının dijital sanat dünyasındaki kalıcı etkisini keşfetme fırsatı sunuyor.
1960’larda basit algoritmalarla başlayan deneysel çalışmalarıyla tanınan Vera Molnár, bilgisayar sanatının öncülerinden biri olarak kabul ediliyor. Sorbonne Üniversitesi’nin bilgisayar merkezinde gerçekleştirdiği çalışmalarla, dijital sanatın ilk örneklerini üretmiş ve 1970’lerde delikli kâğıtlar üzerine plotter çizimleri yapmıştır. Molnár’ın geliştirdiği ve algoritmada “%1 düzensizliğe” izin veren “Molnárt sistemi,” plotter çizimlerinden grafik ve resim serilerine kadar geniş bir yelpazede uygulanmıştır.
Sergide, Molnár’ın klasik ustalardan esinlenerek yarattığı Hommage serileri de yer alıyor. Cézanne’ın Mont Sainte-Victoire’ı, Dürer’in Melancolia I’i ve Klee, Monet, Mondrian, Malevich gibi sanatçılardan yapılan alıntılar, Molnár’ın sanatsal evrenine derin bir bakış sunuyor. Josef Broich öncülüğünde Stiftung für Kunst und Kultur e.V. ve Broich Digital Art Foundation iş birliğiyle düzenlenen sergi, Molnár’dan esinlenerek güncel yapıtlar üreten 16 sanatçıyı bir araya getiriyor. Bu sanatçılar, algoritmalar kullanarak video ve artırılmış gerçeklikte çalışmalar üreterek, Molnár’ın yenilikçi yöntemlerini ve görsel dünyasını saygıyla yeniden yorumluyor.
“Vera Molnár’ın İzinde,” dijital sanatın tarihindeki önemli bir kilometre taşını anarken, Molnár’ın mirasını sürdüren ve onu modern tekniklerle harmanlayan sanatçıların işlerini keşfetme imkanı sunuyor.