27 Mayıs 2024 Pazartesi

Sanatın Beden ve Kimlik Yolculuğu

Eda Çamlı  |  Ed. Murat Kadaş

Uçurtma Zamanı

Arter, uçurtma sanatının öncüsü Jackie Matisse'nin "Uçurtma Zamanı" başlıklı sergisini izleyiciyle buluşturuyor. Sanatçının rengarenk uçurtmaları, Arter’in yüksek ve alçak tavanlı, aydınlık ve karanlık farklı alanlarına boylu boyunca sergileniyor. Çağdaş sanatın çeşitli ifade biçimlerini ve pratiklerini bir araya getiren Arter, bu sergiyle uçurtma sanatının zengin renklerine sahip eserlerini sanatseverlerle paylaşma fırsatı sunuyor. Küratörlüğünü Gill Eatherley’in üstlendiği bu rengarenk sergi, binanın farklı alanlarına yayılıyor ve ziyaretçilere eşsiz bir görsel deneyim sunuyor.

Köklü bir sanatsal mirasa sahip bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Jackie Matisse’in sanat pratiği, 1962 yılında edindiği bir uçurtmayı ormanda ağaçlar arasında kaybetmesiyle başlar. Bu tesadüfi olay, sanatçının kendi yolculuğuna yön vermesinde etkili olur. 1959–1968 yılları arasında, taşınabilir minyatür monografisi "Valizdeki Kutu"nun (Boîte-en-valise) yapımında Marcel Duchamp’a yardımcı olurken edindiği becerilerden de yararlanan Jackie Matisse, boya kalemleri ve fırçalarıyla bulutların arasında, sualtında, kâğıt, ahşap ve kumaş yüzeylerde gezinen, farklı mecraları ve kıtaları kat eden yaratıcı bir serüvene çıkar.

Jackie Matisse, sanatı dünyanın dört bir yanında harekete geçiren dinamik bir form olarak gördüğü uçurtmalarını kesmek, yapıştırmak, düğümlemek, katlamak, dikmek, birbirine eklemek, baskı yoluyla çoğaltmak, bağlamak, çizmek, ayırmak, toplamak, lehimlemek ve nihayet uçurmaktan yaşamı boyunca asla vazgeçmez. Arter’deki "Uçurtma Zamanı" sergisi, sanatçının bu tutkulu yolculuğunu gözler önüne seriyor ve izleyicilere hem renkli hem de derin bir sanatsal deneyim yaşatıyor.


Fotoğraf Arter resmi web sitesinden alınmıştır.

Charlie

Beyaz perdenin unutulmaz yıldızı Charlie Chaplin'in yaşam hikayesi, Türkiye’de ilk defa sahnede hayat buluyor. Şapkası altında gizlediği derin hüznü, gülüşlerindeki masumiyeti ve adımlarındaki eşsiz hüneriyle tanınan Chaplin'in zengin yaşam öyküsü, müzikli tiyatro oyunu "Charlie Chaplin" ile seyirciyle buluşuyor.

Chaplin'in Londra'nın yoksul mahallelerinden başlayıp genç yaşta sahnelere adım atarak Amerika'ya uzanan, Hollywood'un zirvesine yerleşen ve özel hayatındaki skandal iniş çıkışları, politik görüşleri ve yarattığı efsanevi eserleriyle tanınan hayatı, bu oyunla izleyiciye sunulacak. İkonik Şarlo karakteriyle hem güldüren hem düşündüren Chaplin'in hikayesi, bu müzikli tiyatro oyunuyla unutulmaz bir deneyim vadediyor.

Chaplin rolünde Özgür Daniel Foster’ı izleyeceğimiz oyunda, Foster’a Aybüke Pusat, Şebnem Dönmez, Emre Taşkıran ve Murat Danacı gibi başarılı isimler eşlik ediyor. Chaplin'in zengin ve ilginç yaşam öyküsünü sahnede görmek isteyenler için bu oyun, kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor. 27 Mayıs’ta Zorlu PSM'de prömiyer yapacak olan "Charlie Chaplin" müzikli tiyatro oyunu, izleyicilere hem duygusal hem de eğlenceli anlar yaşatacak.


Fotoğraf Passo resmi web sitesinden alınmıştır.

Beden Fragmanları

PİLOT Galeri, 28 Mayıs - 13 Temmuz 2024 tarihleri arasında 13 sanatçının katılımıyla düzenlenen "Beden Fragmanları" isimli grup sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergide yer alan sanatçılar arasında Ateş Alpar, Demet Yoruç, Ece Ağırtmış, Emir Erkaya, Gözde Mimiko Türkkan, Halil Altındere, Hamra Abbas, İrem Tok, Melih Çebi, Murat Şahinler, Serra Tansel, Tufan Baltalar ve Zeren Göktan bulunuyor. Sergi, insan bedeni üzerinden toplumsal cinsiyet rolleri, hibrit bedenler, doğa-beden ikiliği, kapitalizm tarafından üretilen ideal bedenler ve bu ideallere karşı koyma yöntemleri gibi çeşitli konulara odaklanıyor.

İnsan bedeni, tarih boyunca çeşitli mücadelelere sahne olmuştur. Medya ve toplum tarafından çoğunlukla beyaz, heteroseksüel erkek egemen bakış açısıyla idealleştirilen bedenlerin yerine, farklı bedenlerin ve kendi bedenini savunmanın bu mücadelenin en önemli yapı taşlarından biri olduğu vurgulanıyor. Feminist ve queer sanatçılar, bedenlerini direniş sembollerine dönüştürerek bedenin yeniden tanımlanmasına katkıda bulundular. Birçok sanatçı, bedenler üzerinde yaşanan değişimleri, yaratıcı süreçlerinde kendi bedenlerini kullanarak keşfetmeye devam ediyor.

Sergide yer alan sanatçılar, ‘öteki’, kadın ve queer kimliklerini sahiplenirken, benliğin sabit olmadığı, aksine sürekli bir akış halinde olan karmaşık bir ilişkiler ağı olduğu fikrini izleyiciye sunuyor. Sanatçılar, bedenleri aracılığıyla ataerkillik, kadın düşmanlığı, ırkçılık ve muktedirlik koşulları altında yaşamanın ürettiği duygusal çalkantıları hissettiriyor. Normatifliğin pürüzsüz yüzeyine karşı, sızıntı yapan, parçalanan ve gülen bedenler öneren sanatçılar, yüz ifadeleri, beden dilleri ve performans yoluyla birbirimizle iletişim kurmanın birçok yolunu keşfediyor. Diğer sanatçılar ise çalışmalarında kendi bedenlerini kullanarak benliğin anlatılarını tasavvur ediyor.

"Beden Fragmanları" sergisi, insan bedenine dair derinlemesine bir inceleme sunarken, ziyaretçilerini bedenin toplumsal, kültürel ve politik anlamlarını sorgulamaya davet ediyor.


Fotoğraf Pilotgaleri resmi web sitesinden alınmıştır.

Yorumunuzu bırakın