25 Ekim 2023 Çarşamba

Kral Ölüyor, Yaşasın Kral!

Yüsra Yüce   |   Ed. Derya Çağlağan

“Ölümsüz olmadıktan sonra niye doğdum? Anama, babama lanet olsun. Nereden akıllarına gelmiş, ne kötü bir şaka! Dünyaya daha beş dakika önce geldim, evleneli üç dakika oldu.”

-Ioneco, Kral Ölüyor 

Krallar doğar, çeşitli mücadeleler sonucunda tahta geçerler, iyi veya kötü bir dizi şey gerçekleştirdikten sonra da ölürler. Tabiatın ve medeniyetin ortak temel kanunu, şeylerin ortaya çıkması ve önünde sonunda ölmesidir. Sonucunda tarih ilerler (ya da döngüye girer), şeyler gelişir. Ionesco’nun bu oyundaki “Ya öyleyse?”si, onlarca yıl boyunca hem çok iyi hem de çok kötü şeyler yapmış Kral Berenger’in bir türlü ölememesidir. 

Otoriter rejimler altında yaşamaya alışkın, bu kişiliklerle geçmişte karşılaşmış kişiler, “ölememe” durumunun ne olduğunu az biraz günlük hayatlarından bilirler. Yaptığı iyi (!) şeylerin yanında korkunç kötülükleriyle de kendinden söz ettiren Berenger, ülkemizin siyasi atmosferi altında oldukça tanıdık bir figürdür. Oyunda geçmişte gerçekleştirdiği medeniyet kurucu yeniliklere rağmen, bugün yalnızca ismi dolayısıyla saygı gören, daha önce yaptığı şeylerin hiçbirini gerçekleştiremeyen bir kralla karşı karşıya kalırız. Berenger’in ilk eşi, Margueritte, Berenger’in artık ölmesi gerektiğini sürekli dile getirerek kralı ikna etmeye çalışır. Kralın ikinci eşi, Marie ise kendi varlığını ancak kralın varlığı üzerinden mevcut kılabildiği için kralın yaşaması için elinden geleni yapar. Sonunda, ölmek konusunda kafası karışık, ölümle yaşam arasında sürekli gidip gelen, tabiri caizse “ölüşen” bir kral ortaya çıkar. Fakat ölüme direnmek, tabiatın kurallarına terstir. Berenger’in ülkesindeki tüm sorunların ana kaynağı kendisinin bir türlü ölmemesidir. Bunu anlayacak olsa da ölümden korkusu ve kendi mutlak otoritesine sadakati bu anlayışın önüne geçer.

Tiyatro BeReZe’nin Kral Ölüyor’unu geçtiğimiz günlerde izleme fırsatı buldum. Sahnede bizi üzerinde şekillerle boşluklar açılmış bir platform karşılıyor. Oyun figürleri bu platformu zaman zaman arkasına geçip, boşluklarda oynayarak kullanıyor. Platformun arkasına geçtiklerinde oyun kişilerinin vücutlarının bazı parçaları görülebiliyor. Kral’a ölmesi gerektiğini, kaçınılmaz sonunu hatırlatmaya çalışan Margueritte ve krala boş umutlar veren Marie’nin arasında Berenger’in her geçen saniye daha perişan hale geldiğini oyun çok net bir şekilde aktarıyor. Tacını taşıyamadığı için uzunca bir şapka giydirilen kral, pijamalarının da yardımıyla oyun ilerledikçe soytarılaşıyor.

Tiyatro BeReZe’nin Kral Ölüyor’u, metnin aynı zamanda çevirmeni olan Semih Fırıncıoğlu tarafından sahneye konuldu. Oyun metnin geneline sadık bir anlayışla sahneye taşınmış. Elif Temuçin’in canlandırdığı Margueritte’a simsiyah bir elbise, Erkan Uyanıksoy’un canlandırdığı Berenger’e çizgili pijamalar ve kendisinin oynadığı Marie’nin pembe elbisesini tasarlayan isim ise Hatice Cansu Karagöz. Oyunun dekorunda Kerem Erverdi ve aynı zamanda yönetmen yardımcısı olan Özgür Doğa Görürgöz’ün de isimleri bulunuyor.

Kral Ölüyor, bu sezonda Tiyatro BeReZe’de ayda dört kez oynamaya devam edecek. 

Yorumunuzu bırakın