31 Ekim 2025 Cuma

İroni, Hafıza ve Gerçeklik Üzerine Üç Çağdaş Sergi

Orhun Atmış  |  Ed. Seda İstifciel

‘Ve Şimdi Tamamen Farklı Bir Şey’

İstanbul’da Anna Laudel Gallery’de geçen ay açılan Daniele Sigalot’un “Ve Şimdi Tamamen Farklı Bir Şey” sergisinin son günleri. İsmini, benim de çok sevdiğim İngiliz komedi topluluğu Monty Python’ın aynı isimli filminden alan sergiyi görmek için son gün 9 Kasım. 

Monty Python’ın gösterilerinde “Ve Şimdi Tamamen Farklı Bir Şey (And Now For Something Completely Different)” ifadesi, izleyiciyi başka bir şeye ve beklenmedik sahnelere arasında ani geçişlerin habercisi olurdu. Bu anlayış, Sigalot’un hızlı zekâ ve espri dolu yaklaşımıyla yeni ve farklı eserler dizisini tanıtırken kullandığı özgün üslubunu yansıtıyor. Gerçekten de serginin her bölümünde birbirinden “tamamen farklı” işlerle karşılaşıyorsunuz. 

Sigalot, sanat kariyerine başlamadan önce hayatının önemli bir dönemini reklamcılık yaparak geçirmiş. Yedi yıl süren bu dönemde sanatçı İtalya, İspanya ve İngiltere’de büyük ajanslarda görev almış. Bu reklamcılık geçmişi, Sigalot’nun sanatsal pratiğinde anında anlaşılabilen ve dolaysız bir görsel dil kullanma eğilimini pekiştirmiştir. Eserlerinde sıklıkla kısa cümleli sloganlara rastlamamızın nedeni biraz da bu olmalı. Örneğin bir spor takımına ait olmadığı belli olan, yani sıfırdan üretilmiş atkıların birinde “Team Creativity” (Yaratıcılık Takımı), diğerindeyse “Team Rationality” (Akılcılık Takımı) yazıyor. Sigalot'nun The Ping Pong Paradox serisindeki bu eser tam olarak mantık ve yaratıcılık arasındaki sürekli mücadeleyi metaforik bir oyuna dönüştürür. Bu bağlamda, sanatçı, sıkı rasyonalitenin sınırlarını sorgulayan ve hatta ondan mizah üreten bir dil kullanır.


Aynı şekilde “Our Country is Better Than Yours / We are Right”, “Our God is Stronger Than Yours / You are Wrong” bayrakları ve tam karşısında konumlanan “We Are Still Playing While We Sink, Not A Tear Not A Blink” (Batarken Hâlâ Oynuyoruz, Ne Gözyaşı Ne Göz Kırpma) başlığı, sanatçının eserlerinde sıklıkla kullandığı ironi, paradoks ve toplumsal eleştiri dilini özetleyen çarpıcı bir ifadeler olarak karşımıza çıkıyor.

“Ve Şimdi Tamamen Farklı Bir Şey”, izleyiciyi günlük hayatın içindeki ironilerle yüzleşmeye, paradokslarla düşünmeye ve sanatın sınırlarını esneten özgün bir deneyime davet ediyor.


Tarihi Hamamda Bir Heykel Sergisi

Son haftasına girmek üzere olan bir sergi de Ortaköy’deki Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nı ve onun büyüleyici odacıklarını süslüyor. Sözünü etmekte fayda var çünkü serginin sahibi Ozan Ünal, çağdaş sanatın özgün heykeltıraşlarından biri. Daha önce “Gerçeğin İnşası” serisinden iki sergiyi izleyiciyle buluşturmuştu. Dört yıllık bir yaratım sürecinin ardından serinin final sergisi “Rüyâ Hissi Süsler, Hafıza Anıyı” yine Ünal’ın hayal dünyasından fırlamış hissi veren heykellerini bir araya getiriyor. Her biri kendi hikâyesini anlatan 35 heykelden oluşan sergide, Ünal’ın üretim sürecinde tuttuğu notlardan ve çizimlerden derlenen 300 edisyonluk eskiz defteri ile sanatçının anlatıları, fotoğraf ve videolarından oluşan “Doküman” adlı video çalışması da yer alıyor. Heykellerden bazısı devasa boyutlarda, bazısı daha küçük, bazısı uçuyormuşçasına bir izlenim veriyor. Sergi izleyicilere hem görsel hem de duygusal bir deneyim sunuyor. Heykellerde sanatçının teknik titizliği insanı heykellere yaklaşmaya zorluyor. 


OMM’da Renkli Bir Enstelasyon


Sıradaki sergimizde Eskişehir’e uzanıyoruz. OMM-Odunpazarı Modern Müze’de yeni başlayan bir sergi var. Çağdaş sanatın dikkat çekici isimlerinden Daniel Knorr’un “Calligraphic Wig” isimli yerleştirmesi 22 Mart 2026 tarihine kadar görülebilecek. Berlin merkezli Romanyalı sanatçı Daniel Knorr’un plastik malzemelerden yarattığı bu sıra dışı iş; izleyicileri gerçeklik, temsiliyet ve fantezi kavramları etrafında yeni bir dil keşfetmeye davet ediyor. İlk olarak Hong Kong’un kültürel çeşitliliğiyle bilinen ve 90’dan fazla milletin yaşadığı Chungking Mansions’ta sergilenen “Calligraphic Wig”, yerleştirmenin evrildiği sosyo-kültürel bağlamı da yansıtıyor. Knorr’un bu yerleştirmesi yalnızca görsel bir deneyim değil; aynı zamanda çevresel ve kültürel bir farkındalık çağrısı. Sanatçı, atıkla estetiği, endüstriyel üretimle sanatsal ifadeyi bir araya getirerek izleyiciye yeni bir gerçeklik, alternatif bir iletişim biçimi ve üretim fazlası üzerinden oluşan bir dil öneriyor.


Yorumunuzu bırakın