30 Ekim 2024 Çarşamba

Gündelik Nesnelere Ruh Kazandırmak: OMM’un “Ehlikeyf” Sergisi

Orhun Atmış  |  Ed. Seda İstifciel


Bir takıntı türü müdür bilinmez, bazı insanlar bazı eşyalara, kumaşlara, yüzeylere dokunma isteğiyle dolup taşar. Hatta bir sergideki tabloya, heykele dokunmamak için kendisiyle mücadele eden insanlar tanıyorum. Uyarımız bu tür bir obsesyonu olanlara... Eskişehir’deki Odunpazarı Modern Müze’de geçen ay açılan “Ehlikeyif” sergisi sizi oldukça zorlayacak ama hem görsel hem zihinsel olarak çok keyif alacaksınız. 

Neden mi bunları söylüyorum? Çünkü “Ehlikeyif” içinde doğanın unsurlarını barındıran (Modern dünyada Bauhaus ve türevlerinin modern mobilyalar üzerindeki etkilerine rağmen), alışılmadık ve eğlenceli mobilya tasarımlarını bir araya getiriyor. OMM’nin beşinci yılını kutladığı ve küratörlüğünü İdil Tabanca’nın üstlendiği sergi resim, heykel, yerleştirme ve mobilya tasarımı disiplinlerinde geleneksel sınırları aşan uluslararası sanatçı ve tasarımcıları bir araya getiriyor. Sergi, form ve işlev arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlıyor.

Türkiye’de örneği az

Türkiye’de çok fazla gündeme gelmeyen, çok az örneğini gördüğümüz tasarım üzerine bir sergi “Ehlikeyif”. Eserlerin çoğunluğu genç sanatçılara ait, birkaç daha deneyimli ismin eserleri de sergide yer alıyor. Teknolojinin yol açtığı hasar, nüfus yoğunluğu, iklim değişikliği ve salgınlar, sade zamanlara duyulan kolektif bir açlık yaratırken postmodern çağda doğaya ve doğanın içindeki karmaşık yaratıklara duyulan özlem bu serginin temel temasını oluşturuyor.

21. yüzyılda, doğanın hiç olmadığı kadar uzak hissedildiği bir dönemde, “Ehlikeyif” sergisi, doğanın kentsel hayatlarımıza tekrar girmesi için alan açan yapıtları inceliyor. Sanatçılar, yapıtlarına doğadan unsurlar ve insani nitelikler katarak bugüne kadar sadece işlevselliğiyle ilgilendiğimiz nesnelere ruh kazandırıyor.

Tabiat Ana ile işbirliği...

Eserlerden bazılarına oturmak, bazılarında uyumak istemek işten bile değil. Örneğin eserlerden bir kısmı insana “Taş Devri (The Flintstones)” çizgi filmini hatırlatıyor. Mamali Shafahi’nin “Sandalye” eseri oturmak hatta uzanıp televizyon izlemek isteyeceğiniz türden. Misha Kahn’ın anlamlı ve görsel açıdan da etkileyici eseri ise soyut olarak “organik” olan birtakım formları, masanın ayakta durmasını sağlayan ayaklar haline getirmiş. Gaetano Pesce’nin reçineden ürettiği sandalye ise buzdan yapılmış hissi yaratıyor. Audrey Large’ın üç boyutlu yazıcıyla ürettiği “MetaVase” ise gotik detaylarıyla ilgi çekici. Hannah Levy ise eserinde toplumun güzellik algılarına gönderme yapıyor. Chris-Wolston’un “Magdalena Bitki Sandalyesi” eseri de “Taş Devri”ni andıranlardan, eser üzerinde bulunan desenler sanatçının kendi el izleri.

Ham ahşap, pürüzlü kaya ve toprak gibi doğal unsurları kullanarak Tabiat Ana ile işbirliğinde olan sanatçıların yanı sıra karadaki hayatın özünü oluşturan çeşitli unsurları bir araya getiren sanatçıların eserleri sergide sanatseverlerle buluşuyor. 

Sergi, doğada rüzgâr, yağmur, ısı ve zamanın birer heykeltıraş olduğunu vurguluyor. Çağdaş yaşam tarzlarına uyumlu hale getirilmiş doğanın cevherlerinin insan dünyasının inşasında oynadığı önderlik rolüne bir övgü niteliğinde. “Ehlikeyif”, 20 Temmuz 2025’e kadar OMM - Odunpazarı Modern Müze’de görülebilir. 

Sergide yer alan sanatçılar

Seçkide yer alan sanatçılar ve tasarımcılar arasında Ahmet Doğu İpek, Andrea Branzi, Audrey Large, Barbora Žilinskaitė, Batten and Kamp, Bertrand Fompeyrine, Charlotte Kingsnorth, Chris Wolston, Elissa Lacoste, Studio Klarenbeek & Dros, Faye Hadfield, Gaetano Pesce, Guido Casaretto, Guillermo Santomà, Hannah Levy, Karl Monies, Linde Freya Tangelder, Mamali Shafahi, Marc Quinn, Max Lamb, Melih Çebi, Mesut Öztürk, Misha Kahn, Odd Matter, Roman Babakhanian, Saelia Aparicio, Schimmel & Schweikle, Serban Ionescu, Sigve Knutson, Slavs & Tatars, Studio EO, Studio Yellowdot, Süper Normal, Thomas Barger, touche-touche, VAUST, Wang & Söderström, Willem Van Hoff yer alı


Yorumunuzu bırakın