3 Kasım 2025 Pazartesi

Erime Noktasında Sanat: Maddeden Fikre, Fikirden Form’a

Eda Çamlı  |  Ed. Seda İstifciel

Haftalık Sanat Haberleri (3 Kasım- 10 Kasım) :

Daniel Knorr’un “Calligraphic Wig”i OMM’de: Plastiğin Dönüşen Dili

Odunpazarı Modern Müze (OMM), Berlin merkezli Romanyalı sanatçı Daniel Knorr’un Calligraphic Wig başlıklı yerleştirmesini 22 Mart 2026 tarihine kadar sanatseverlerle buluşturuyor.

Knorr’un plastik malzemelerden yola çıkarak oluşturduğu bu etkileyici yerleştirme, gerçeklik, temsiliyet ve fantezi kavramları etrafında yeni bir görsel dil inşa ediyor. Sanatçı, Hong Kong’da plastik atıkların dönüştürüldüğü fabrikalarda geçirdiği sürede gözlemlediği üretim aksaklıklarını, makinelerin yarattığı öngörülmemiş plastik formlara dönüştürerek estetik bir anlatı kuruyor. Bu organik biçimler, bazen bilinmeyen bir alfabenin harflerini, bazen derin deniz canlılarını, bazen de başka gezegenlere ait yapılara benziyor.

İlk kez Hong Kong’un kültürel çeşitliliğiyle tanınan Chungking Mansions’ta sergilenen Calligraphic Wig, Knorr’un çalışmalarına özgü sosyo-kültürel katmanları da beraberinde getiriyor. Sanatçı, bazı parçaları 1970’lerden günümüze otomobillerde kullanılan boya tonlarıyla kaplarken, bazılarını ham halleriyle bırakarak plastiğin doğal gücünü ve dönüşüm potansiyelini vurguluyor.

Knorr’un Calligraphic Wig’i yalnızca bir yerleştirme değil; atık, üretim fazlası ve estetik arasındaki sınırları sorgulayan bir farkındalık çağrısı. Eser, izleyiciyi endüstriyel süreçlerle sanatsal yaratıcılığın kesiştiği noktada yeni bir gerçeklik ve alternatif bir dil keşfetmeye davet ediyor.


* Görsel, Odunpazarı Modern Müze resmi web sitesinden alınmıştır.

SANATORIUM’da Sanatsal İlhamın İzinde: “What Inspires the Artists for Their Ideas?”

SANATORIUM, küratörlüğünü Necmi Sönmez’in üstlendiği “What inspires the artists for their ideas?” başlıklı grup sergisiyle 7 Kasım–20 Aralık tarihleri arasında sanatseverleri sanatsal üretimin görünmeyen dinamiklerini keşfetmeye davet ediyor.

Jan Albers, Rey Akdogan, Burak Bedenlier, Irmak Canevi, Andy Fabo, Claus Föttinger, Kavachi, Simin Keramati, Mirjam Kuitenbrouwer, JiSun Lee, Yağız Özgen, Ursula Schulz-Dornburg ve Jaan Toomik’un eserlerini bir araya getiren sergi, sanatçıların fikirlerinin hangi koşullarda ve etkiler altında şekillendiğine dair çok yönlü bir tartışma alanı açıyor. Resim, heykel, yerleştirme ve desen gibi farklı disiplinleri buluşturan sergide yer alan 13 sanatçının önemli bir kısmı, çalışmalarını ilk kez İstanbul’da sanatseverlerle paylaşıyor.

Günümüzün ekonomik, politik ve toplumsal gerçeklikleri sanatçının üretim sürecini yalnızca biçimsel değil, kavramsal olarak da yönlendiriyor. Sergi, bu koşulların sanatçıların dünyaya karşı geliştirdikleri bireysel ve kolektif tavırları nasıl biçimlendirdiğini gözler önüne seriyor. Kültürel kimlik, aidiyet, bellek ve politik duruş temaları etrafında şekillenen eserler; çağdaş sanatın çoğulculuğunu ve farklı coğrafyalardan gelen sanatçıların düşünsel kesişim noktalarını görünür kılıyor.

SANATORIUM’daki “What inspires the artists for their ideas?” sergisi, malzeme ve teknik farklılıklarından öte, sanatçıların zihinsel süreçlerini odağa alarak üretimin ardındaki ilham kaynaklarına dair yeni bir bakış sunuyor.


*Görsel, sanatorium resmi instagram hesabından alınmıştır.

“FFFFIRE” İstanbul’da: Yanmanın Dönüştürücü Gücü İMALAT-HANE’de

İlk olarak 14. Gwangju Bienali kapsamında izleyiciyle buluşan “FFFFIRE”, 4–20 Kasım tarihleri arasında İMALAT-HANE İMÇ Proje Alanı’nda ikinci versiyonuyla sanatseverlerle buluşuyor. Serginin küratörlüğünü Suwon University’den Prof. Gyeyeon Park üstleniyor.

2023 yılında Gwangju Bienali sırasında ana etkinliğin çevresinde konumlanan “FFFFIRE”, bir gerilla uydu sergisi olarak doğmuştu. Bu yıl ise KOFICE’in Touring K-Arts programı kapsamında İstanbul’a taşınan proje, önceki versiyonunu birebir tekrarlamak yerine dönüştürmeyi hedefliyor. Serginin yaratıcı ekibinde Jaewoo Chon (Hyperspandrel), Youngnam Kim (Sunchon National University) ve Hyeyoung Ku (KUNAM Studio) yer alıyor.

Klasik anlamda “gezici sergi” tanımını reddeden “FFFFIRE”, “seyahat” fikrinden çok yanma ve dönüşüm kavramları etrafında şekilleniyor. Korunmayı değil, kaybı ve yeniden oluşu merkezine alan bu yapı, Gwangju’daki tuğla sıcaklığını İMÇ’nin modernist soğuk geometrisiyle buluşturarak, maddi bir yerinden ediliş sahnesi yaratıyor.

Bu sergide ateş yalnızca bir tema değil, bizzat yapının kendisi. Formu yakarak dönüştüren, yıkımın içinde süreklilik arayan bir süreç olarak ele alınıyor. Katılımcı sanatçılar—Eunsol Cho, Seokjun Ha, Junho Hong, Jayi Kim, Jihee Kim, Youngnam Kim, Rae Koo, Hyeyoung Ku, Jihoo Lee ve Beophyeon Seo—bu süreçle doğrudan etkileşime giriyor; kimisi eski işlerini yakarak, kimisi sanal alanlarda “yakma törenleri” düzenleyerek ateşin dönüşüm gücünü yorumluyor. 

Mekânın beyaz folyodan perdeleri, geçmiş sergilerin görüntülerini “duman gibi” çevreleyen geçirgen yüzeylere dönüştürüyor. Sergi aynı zamanda Budist düşüncedeki “buli” (不二) kavramına da referans veriyor: ikiliklerin bir yanılsama olduğu fikrinden yola çıkarak, yaratım ile çözülümün, başlangıç ile tekrarın birbirine karıştığı bir alan öneriyor.

“FFFFIRE”, Gwangju ile İstanbul arasındaki mesafeyi bir güzergâh değil, eşzamanlı bir yanma ânı olarak ele alıyor. Ateşin yok edici değil, yenileyici gücü bu sergide hem kavramsal hem fiziksel biçimde hayat buluyor.


 *Görsel, kültür.istanbul resmi web sitesinden alınmıştır.


Yorumunuzu bırakın