24 Aralık 2024 Salı

Çizgiyi ve Deseni Yeniden Düşünmek: Yunt’un Yeni Sergisi “Serbestlik Dereceleri”

Orhun Atmış  |  Ed. Seda İstifciel


Yunt, Sultanbeyli’de bulunan ve kâr amacı gütmeyen bir sanat mekânı. Toplumun sanatsal etkinliklerle karşılaşma olanaklarını artırmayı amaçlayan Yunt, sergi ve etkinliklerin yanı sıra eğitim programı ve desteklediği yayınlar ile temas ettiği kişilerin dünya ile yeni duyusal ilişkiler kurmasına imkân tanıyor. Kuruluşundan bu yana yaklaşık bir yıl geçti. Çıkış fikri anlamlı: Yunt’un sanatı merkezden alıp şehrin uzak bir noktasına götürüyorlar. Programları da Türkiye’nin kökleşmiş kurumlarında çok fazla görülmeyen bir şekilde esnek, ufuk açıcı konuları ele alıyor...

Yunt’un yeni sergisi “Serbestlik Dereceleri” 21 Aralık’ta açıldı. Sümeyra Bakır, Tayfun Erdoğmuş, Bedirhan Kılıç, Merve Karakoç, Kerem Özkan, Dila Pirinç, Beste Saraç, Ulya Soley ve Berkay Tuncay’ın katılımıyla gerçekleşen ve Kerem Ozan Bayraktar’ın küratörlüğünü üstlendiği sergi, 11 Nisan 2025’e kadar görülebilecek. 

Sergi, sanatsal ifade biçimleriyle mekânı nasıl algıladığımızı, kurguladığımızı ve temsil ettiğimizi odağına alıyor. Sergide farklı jenerasyonlardan sanatçıların çalışmaları bir araya geliyor, bazıları hâlâ öğrenci, bazıları yüksek lisansına devam ediyor, bazısı ise mezun... Küratör Bayraktar, serginin çıkış fikrinin uzun zamandır üzerine dersler verdiği desen ve çizim çalışmalarına dayandığını belirtiyor. “Bir şeylere” benzeyen, benzetilmeye çalışılan “çizgileri” bu temsillerinin dışında kullanabilir miyiz? Bu soruyla sergi biraz daha anlam kazanıyor. Çağdaş sanatın içinde desen ve çizgiyi yeniden düşünen işlere ev sahipliği yapan sergi, çizgiyi bir yön bildiren, bir hareketi işaret eden, bir akışı tarif eden bir kuvvet alanı olarak düşünüyor. 


Bedirhan Kılıç’ın eseri hemen büyük boyutuyla dışarıdan bile görülebiliyor. Kılıç, Monet’in defalarca resimlerinde yer verdiği Fransa’daki Rouen Katedrali’nin üç boyutlu modelinin açılmış, yani yayılmış biçimini “operasyonel imge”yle izleyiciye sunuyor. Operasyonel imge, bir şeyi anlatan ya da gösteren değil, bir şey yapan, eylemsel bir imge. Kılıç, makinenin kullandığı modeli açıyor ve bir insan derisi gibi önümüze seriyor. Bir taraftan görüntü teknolojilerinin nasıl çalıştığını gösterirken o illüzyonu kırıp yıkarak bu illüzyonu bir tür şova çeviriyor. 

Serginin merkezinde yer alan ve diğer eserlerden kullanılan parlak, pastel renklerle ayrılan iş Pirinç ve Saraç’ın sergi mekânı için özel olarak ürettikleri eser. Bantların üzerleri “marker” ile çizilmiş, biraz daha çocuksu ifadelere kapı aralayan bir parktaki kaydıraklar soyut bir biçimde betimlenmiş.  Mekânla doğrudan bir ilişki kuruyor. Sanatçılar mekânın optik illüzyonuyla oynuyorlar. 

Merve Karakoç’un eseri ise hem en dikkat çekici hem de üretim biçimi bakımından diğerlerinden ayrılıyor. Sanatçı, eserinde kendi kanını kullanıyor. Kan sulandırıcıyla akışkanlığı korunan kanlar, vücudu dolanan damarları andırıyor. Kanlardan bazıları daha koyu renk, bazıları daha açık, ince hortumlardan dolanan kanların bazıları daha hızlı dönüp duruyor, bazıları daha yavaş... Sanatçı bir beden tarifi yapıyor. Sanatçının ilham aldığı isimler arasında Eva Hesse’nin de bulunduğunu öğreniyoruz. 

Sergideki eserlerden bazıları çok büyük boyutlardayken bazıları da daha ufak. Ulya Soley’in üretimi ufak olanlardan. Soley’in Instagram’a koyduğu görsellere sergide yer verirken biraz tahrik etme amacı güttüğünü söyleyen küratör, “Çünkü bu artık imgelere daha antropolojik yaklaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Yani ‘Bunlar sanat kategorisindeki imgeler. Bunlar basın imgeleri. Bunlar sosyal medya imgeleri’ gibi ayırmasak” diyor. Bayraktar, “Bir Instagram görüntüsünün sanat sergisinde yer almasında hiçbir sakınca yok bence. Bu bunlar da sanattır, bunlar değildir anlamına gelmiyor. Hiç bu hiyerarşilerle ilgilenmeden, imgelerin kendisine dair, görüntülerin kendisine dair sorular sormak anlamına geliyor. Neyin sanat olup olmadığıyla ilgilenmiyorum” ifadelerini kullanıyor. 

Yaşamın, özellikle de mekân deneyimlerinin farklı yoğunluklara, durağanlıklara ve hareketlere sahip özelliklerini vurgulayan sergi, uzamdaki olasılıklar ağına ve onun yer yer katılaşan sınırlarına odaklanan teknikler barındırıyor. 


Yorumunuzu bırakın