Eren Can Altay | Ed. Seda İstifciel
Dezeen 2006 yılından beri mimarlık ve tasarım alanlarında yayın yapan ve bu alanda dünyada en çok takip edilen siteler arasında yer alan bir oluşum. 2018 yılında başlattığı Dezeen Ödülleri (Dezeen Awards) ile de mimarlık kültürüne katkı sağlamaya devam ediyor.
Bu yıl yedincisi düzenlenen Dezeen Mimarlık Ödülleri geçtiğimiz haftalarda sahiplerini buldu. 16 kategoride birbirleriyle yarışan birçok nitelikli mimari projenin arasında bu yıl Türkiye’den de iki proje yer aldı: Tayvan Reyhanlı Kültür Merkezi ve Seddülbahir Kalesi.
Restorasyon ve tasarım çalışmaları Koop Mimarlık tarafından tamamlanan Çanakkale’de yer alan Seddülbahir Kalesi, 2024 yılının en iyi Kültürel Miras projesi seçilirken, Hatay Reyhanlı’da inşa edilen Tayvan Reyhanlı Kültür Merkezi de en iyi Sivil Proje dalında ödüle layık görüldü. Her iki proje de çok değerli olsalar da bu yazı boyunca Tayvan Reyhanlı Kültür Merkezini odağımıza alacağız.
Hatay’ın Reyhanlı bölgesinde, Suriye sınırına çok yakın bir yerde inşa edilen yapı, gerek mimarisi, gerekse bu mimariyi mümkün kılan sosyal ve iletişim bağları ile değerli veriler sağlayan bir iş olarak göze çarpıyor. Bilkent Üniversitesi Mimarlık Tarihi Bölümünde görev alan Chiu Chen Yu ve Bilkent Üniversitesi öğrencileri, Tayvan Reyhanlı Kültür Merkezi mimari tasarım ve uygulama çalışmalarını gönüllü olarak yürütmüş. Projenin mimarı olarak öne çıkan Chiu Chen Yu ise, projenin Tayvan ile olan bağlantısı hakkında birkaç ipucu veriyor.
Ana finansmanının Tayvan Dış İşlerince karşılandığı projenin başlangıç fikri, Suriye iç savaşından etkilenen ve Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan insanlar için bir merkez oluşturmak ve bölgedeki insanlık krizini hafifletmek olarak belirlense de, projenin programı kimliklerle sınırlanmayan bir yapıya büründü. Bunu, yapının ve organizasyonun adında görmek de mümkün: Tayvan-Reyhanlı Dünya Vatandaşları Merkezi.
Kısıtlı bütçe sebebiyle, materyal seçimlerinde çemberin dışında düşünmesi gereken tasarım ekibi, çözümü yine bölgenin çok yakınında bulmuş. Yapının duvarları, Suriye Türkiye sınırına örülmüş olan beton bloklardan oluşurken, çatı malzemesi olarak da askeri alanda kullanılan oluklu çelik levhalar kullanılmış. Bu materyaller, yapının doğal afetlere ve bombalı saldırılara karşı bir korunak olarak kullanılmasının da önünü açmış. Bu konudaki ilk sınavını da 2023 depreminde veren yapı, deprem sonrasında 2000 kişi tarafından sığınak olarak kullanıldı.
Yapı materyallerinin fiziksel dayanıklılığının yanı sıra, sahip oldukları imgeler de önemli bir konu. Sınır ve savaş ile doğrudan ilişkili olan yapı materyallerinin, mevcut krizin fiziksel izlerini/sebeplerini temsil edişi, yapının işlevi ile arasında derin bir tezatlık oluşturur. Bu materyallerin, yapının kullanıcılarının tramvalarını tetikleyip tetiklemediğinin net bir yanıtını, yerinde bir röportaj olmaksızın bilmek imkansız olsa da, yapıyı var ettiği ve işlemeye devam ettiği göz önüne alındığında çok da sorunlu bir durum yaratmadığı düşünülebilir. İş böyle olunca soğuk metal levhaların altında üretim yapan, eğitim gören insanlar ve kaba beton blokların arasında top oynayan çocuklar, facialarla geçen hayatlarıda nefeslenecek bir alan bulurken, bahsettiğimiz materyallerin de imgelerini değiştirirler. Tayvan Reyhanlı Kültür Merkezi sığınak olduğu insanların hayatları gibi kendisini var eden materyalleri de değiştiren bir özelliğe sahip gibi. Bu açıdan bakınca materyalin yapıyı inşa etme özelliği, Tayvan-Reyhanlı Kültür Merkezi için tersine dönmüş gibidir. Yapı parçadan bütüne giden mimari geleneğin tersine, bütünden parçaya gitmektedir. Kendi yapısını parçalar ve özünü yeniden yaratır. Bu öz ise savaş ile barış, düşman ile dost, ölüm ile yaşam kadar sert bir yeniden yaratılıştır.
Bu yorumlar mimari literatürün birer parçası olsalar da, asıl olanın mimarinin bölgedeki hayatlara dokunması ve biraz da olsa insanların yaşamlarını iyileştirebilmesidir. Mimariyi önemli kılan unsurlar da tam olarak bunlardır. Hem pratik hem de teorik zeminlere oturabilen mimarlık, bu yapıda kendisini tekrar gösterir. Pahalı materyaller ve yıldız mimarlar olmaksızın, tüm gözlerin üzerinde olduğu şatafatlı metropol merkezlerinden uzakta, Türkiye’nin ücra bir köşesinde, kaliteli bir mimarlık vücut bulmuştur.
-Görseller ‘The Architectural Review’ sitesinden alınmıştır.
https://www.architectural-review.com/awards/ar-public/the-centre-for-world-citizens-in-reyhanli-turkey-by-chiu-chen-yu