Eda Çamlı | Ed. Seda İstifciel
Haftalık Sanat Haberleri ( 9 Haziran - 16 Haziran) :
Yaşam, Ölüm ve Olasılık Arasında: Esin Aykanat Avcı’dan “Yaşama İhtimali”
Simbart Projects, Esin Aykanat Avcı’nın yaşam ile ölüm arasındaki geçirgen sınırları bilimsel bir yaklaşımla sorguladığı “Yaşama İhtimali” başlıklı kişisel sergisine 5 Temmuz’a kadar ev sahipliği yapıyor.
Gate 27'nin 2023 yılı konuk sanatçılarından Esin Aykanat Avcı, yeni sergisinde yaşamın olasılıklarla kurduğu bağı doğa, insan bedeni ve zaman kavramları üzerinden yeniden düşünmeye çağırıyor. “Yaşama ihtimali” ifadesi yalnızca bir varoluş durumu değil; aynı zamanda yok oluşu da içeren bir eşik hâline geliyor.
Sanatçı, insanların damar yapısıyla benzerlik gösteren bitki yapraklarını, “hücresizleştirme” adı verilen biyolojik bir yöntemle klorofilden arındırarak çalışıyor. Bu yöntem, yaprakların üzerindeki canlı hücrelerin temizlenmesiyle, onların bir gün başka canlı dokularla tekrar birleşerek yaşama dönebilme ihtimaline kapı aralıyor. Çürümeden varlığını sürdüren bu formlar, potansiyel olarak canlı ama hareketsiz bir zamansallık taşıyor.
Sergide yer alan Uyanmayı Bekleyenler ve Anda Sabit Yaşam serileri, bu bilimsel yöntemin sanatsal yansıması olarak dikkat çekiyor. Doğadan toplanan bitki parçalarıyla birleştirilen yaprak yapıları, alındıkları bölgelere ait koordinat bilgileriyle birlikte arşivleniyor. Bu yaklaşım, doğa ile insan arasında biyolojik ve duygusal bir bellek kurarken, zamanın çizgisel akışına da alternatif bir okuma sunuyor.
“Yaşama İhtimali”, bilim ile sanatın iç içe geçtiği, yaşamın kırılganlığına dair şiirsel bir yorum sunarken, izleyicisini doğanın döngüselliği içinde farklı varoluş olasılıklarını düşünmeye davet ediyor.
*Görsel, Simbart resmi web sitesinden alınmıştır.
Ahmet Umur Deniz’den Figüratif Bir Yolculuk: “Sınır-Sız”
Ahmet Umur Deniz’in “Sınır-Sız” başlıklı kişisel sergisi, 30 Haziran’a kadar Brieflyart Galeri’de sanatseverlerle buluşuyor. Türk resim sanatının figüratif diline kendine özgü bir yorum katan sanatçı, bu sergisinde Şeyh Bedreddin Destanından ilhamla ürettiği yakın dönem eserlerini ve eskizlerini izleyiciyle paylaşıyor.
Nazım Hikmet’in destanındaki tarihsel sorgulamayı, resim sanatı aracılığıyla yeniden yorumlayan Deniz; sergide nesne ve özne, akıl ve duygu, iyi ve kötü, bireysellik ve toplumsallık gibi ikilikler arasında kurduğu ilişkilerle sınır kavramını sorguluyor. Bu sınırların sabit değil, geçirgen ve dönüşebilir olduğuna işaret eden sanatçı, figüratif anlatımı aracılığıyla “sınırsız” olasılıklara dikkat çekiyor.
Sergiye eşlik eden katalogda yer alan Feyyaz Yaman ve N. Yıldız Erdal imzalı metinler, sanatçının üretimini hem sanatsal hem de düşünsel yönleriyle derinleştiriyor. Bu metinlerde, Şeyh Bedreddin Destanı’nın sadece edebiyatı değil, zamanı ve sanatın sınırlarını da aşan yapısı üzerine yapılan okumalar, Deniz’in figüratif yorumunun altını çiziyor.
“Sınır-Sız”, yalnızca görsel bir deneyim değil; aynı zamanda Nazım Hikmet’in resimleyecek ressamları çağırdığı o sesi işiten bir sanatçının, şiirsel ve dirençli bir önerme ile geçmişle bugünü buluşturma çabası. Deniz’in fırçasından çıkan bu figürler, toplumsal belleğin imgeleri olarak izleyiciyle buluşuyor.
*Görsel, Brieflyart resmi Instagram hesabından alınmıştır.
İstanbul’un Hafızası Fotoğraflarda: “Faik Şenol: Şehrin Hafızası” Taksim Sanat’ta
Cumhuriyet dönemi fotoğrafçılığının öncülerinden Faik Şenol’un İstanbul arşivinden seçilen kareler, “Faik Şenol: Şehrin Hafızası” başlıklı sergiyle 31 Temmuz’a kadar Taksim Sanat’ta izleyiciyle buluşuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ’nin katkılarıyla düzenlenen sergi, ziyaretçilerini İstanbul’un görsel belleğinde zamansız bir yolculuğa davet ediyor.
Faik Şenol’un Kültür AŞ arşivinde yer alan zengin görsel mirasından derlenen sergi, kentin farklı dönemlerine ait gündelik yaşam, mimari, sokak manzaraları ve insan hikâyeleri aracılığıyla İstanbul’un ruhunu gün yüzüne çıkarıyor. Şenol’un objektifinden süzülen kareler, sadece bir şehrin değil, aynı zamanda bir dönemin tanıklığına dönüşüyor.
Sergi, İstanbul’un hafızasında yer etmiş anları belgelerken, izleyiciye geçmişle bugün arasında görsel bir köprü kurma olanağı sunuyor. Kentin geçirdiği dönüşümleri, kaybolan detayları ve değişmeyen yüzlerini belgeleyen bu çalışmalar, hem fotoğraf sanatına hem de şehir tarihine ilgi duyanlar için güçlü bir arşiv niteliği taşıyor.
“Faik Şenol: Şehrin Hafızası”, fotoğrafın belgeleyici gücünü sanatsal bir anlatım diliyle buluştururken, İstanbul’a dair toplumsal hafızayı yeniden hatırlamak ve korumak isteyen herkes için önemli bir durak olarak öne çıkıyor.
*Görsel kültür.istanbul resmi web sitesinden alınmıştır.