19 Ağustos 2025 Salı

Artist Spotlight ‘Bir Sanatçı Bir Hikaye’: Nursun Hafizoğlu

Artist: Nursun Hafızoğlu |  Ed. Seda İstifciel


Decollage Art Space olarak başlattığımız ‘Bir Sanatçı Bir Hikaye’ temalı Artist Spotlight yazı serisinde, her hafta bir sanatçının üretim pratiğine ve sanatsal yaklaşımına odaklanacağız. Bu yazı serisi ile sanatçıların üretim pratiğini ve sanatsal yaklaşımını odağa alarak görünürlüklerini artırmayı amaçlıyor, aynı zamanda farklı disiplinlerden bireysel sanatçıların daha fazla duyulmasına destek olmak, onları sanat profesyonellerine ve sanat dünyasında etkili kişilere ulaşmalarına aracı olmak istiyoruz.

Kurum olarak sanatçılarla sanat ekosistemi arasında sürdürülebilir ve nitelikli bağlar kurmayı önemsiyor, bu röportajlar ile sanatçıların profesyonel sanat süreçlerini geniş kitlelerle buluşturmayı arzuluyoruz. Artist Spotlight serisinin, güncel sanat ortamında karşılaşmalara alan açarak güçlü bir ağ kurmanın da zeminini hazırlayacak bir platform olmasını hedefliyoruz.

Artist Spotlight ‘Bir sanatçı bir hikaye’ serimizde “ODAK” sergimizde yer alan sanatçılarımız ile konuştuk.

Bu haftaki konuğumuz Nursun Hafızoğlu.

Keyifli okumalar.


Öncelikle sizi kısaca bir tanımak isteriz. Bize kendinizden biraz bahseder misin?

2011 yılında Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Bölümünde lisans eğitimini, 2020 yılında Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Anasanat Dalında yüksek lisans eğitimini ve 2025 yılında yine aynı bölümde sanatta yeterlik eğitimini tamamladım. Yurt içinde 6 kişisel sergi ve ulusal/uluslararası çalıştay, fuar ve karma sergilerde yer aldım. 4 ödül ve özel/kurumsal koleksiyonlarda eserlerim bulunmakta. Çalışmalarımı Antalya’daki atölyemde sürdürmekteyim.

Sanat sizin için ne ifade ediyor?

Sanat bana göre bir düşünüş biçimidir. Hayatın ürettiği sorunlara cevapların arandığı bir alandır. Sanatçının hayatı nasıl algıladığı ve algıladığı perspektiften nasıl yansıttığı ile ilgilidir. Ortaya çıkan sanat eserlerini de bu sebeple bilişsel bir uyarım kaynağı olarak görüyorum.


Sanat yapma pratiğinde sizi besleyen ‘an’lar neler? 

Çalışmalarımın ana ekseninde ekolojik kriz yer almaktadır. Bu sebeple “doğa-insan” düalizminin yarattığı gerilim beni eser üretme konusunda tetiklemektedir. 

Yaşam deneyiminiz sanat pratiğinizi nasıl şekillendirdi ve etkiledi? Gelecekte üretim pratiğinize dahil etmeyi düşlediğiniz yeni bir malzeme, tema ya da yöntem var mı?

Yaşam bana göre, karşılıklı saygı ve mümkünse sevgi duyularak harcanması gereken bir zamandır. Ama bunu sadece kendi türümüze karşı yapmamalıyız. Yaşadığımız dünyaya karşı duyduğum sorumluluk sanat pratiğimi de bu bağlamda şekillendirmiştir. Gelecekte ise benim için önemli olan, sanatın büyülü gücünü kullanarak, insanlarda ekolojik krize karşı farkındalık yaratmaktır. Bunun sağlanabilmesi için farklı yöntem ve teknikler deneyebilirim.  


Sanatınızda geliştirdiğiniz dilin oluşum aşamalarını dinlemek isteriz. Üslubunuzu belirleyen temel yaklaşımlar neler ve nasıl geliştirilebilir?

Karşıtlıkların gücü hem kavramsal hem de biçimsel olarak beni her zaman etkilemiştir. Bu sebeple üslubumu inşa ederken kontrastlar üzerinden hareket etmeyi seçiyorum. Doğa/İnsan, Açık/Koyu, Organik/İnorganik gibi karşıtlıkların beslediği anlam üzerinden eserler üretiyorum. 

Nasıl geliştirilebilir sorusuna gelirsek de bence teknik olarak daha yetkin olmaya çalışarak diyebilirim. 

Bir fikri 'bu artık esere dönüşmeli' dedirten o kıvılcım sizde nasıl oluşuyor?

İlgi alanları dahilinde okumalar ve izlemeler yapıp, deneyimler biriktiriyorum. Buradan hareketle bir konunun birey veya toplum üzerinde yarattığı veya yaratmasını beklediğim etki üzerinden eser üretiyorum. Mesela, tüketim çılgınlığının yarattığı doğa hasarının etkisinin büyüklüğü “fikri” değil de bu durumun “gerçekliği” üzerinden hareket edip, bu artık bir esere dönüşmelidir diyebiliyorum. Yani gerçeklik, benim için, sanatın kendi özelindeki inşa ediliş aşamasında işlenerek, bir esere dönüşmektedir.

Bir izleyiciyle karşılaşma anı sizin için ne ifade eder? Hiçbir izleyici görmeyecek olsa, yine de sanat yapar mıydınız? Neden?

Daha önce bu tarz bir soruyla karşılaşmamıştım. Kimse göremeyecek olsa da yine sanat yaparmıydım bilmiyorum. Çünkü benim için sanat aynı zamanda bir iletişim biçimidir. Karşımda iletişim kuracağım kimse olmazsa sanırım bir bakıma anlamını yitiriyor. Yapsam bile herhalde bu durum benim için kendi kendine konuşmak gibi bir hale bürünmüş olur. Bu sebeple izleyici ile karşılaşma anı benim için çok önemli ve çok özel.

Sanatsal üretiminizde ileride hangi meseleleri merkeze almayı düşünüyorsunuz?

Dünya insan zulmünden kurtulana kadar, sanırım ekolojik krizin etkileri üzerinden ilerleyeceğim. Ama konunun açılımı incelendiğinde, konu giderek dallanıp budaklandığı için farklı farklı açılarına odaklanabilirim.




Yorumunuzu bırakın