10 Ocak 2025 Cuma

Anadolu Yakası'nda Chi Art Gallery Sezonun İlk Sergisini Açtı

Orhun Atmış  |  Ed. Seda İstifciel


*Candan İşcan, Guilty pleasure, Tuval üzeri yağlıboya, 60x90cm, 2022

İstanbul’un Anadolu Yakası ve özellikle Kadıköy, sosyo ekonomik gelişmişliğine karşın kültür sanat mekânlarının, özellikle de sergi alanlarının sayısının az olmasının sorunlarını yaşıyordu. Avrupa Yakası’nda başta Taksim ve Beyoğlu’ndan kopan insanların Kadıköy’ün gece hayatının yanı sıra sahne sanatlarının artmasına etkisi olduğu açık ancak plastik sanatlar için aynısını söylemek güç. Potansiyeline karşın yeni sergi mekânlarının belediye kurumları tarafından açılanlarının dışında bir elin parmağını geçmemesi büyük bir sorun. Son yıllarda bu sorunun üstesinden gelmeye çalışan mekânların sayısı yavaş da olsa artmaya başladı. Chi Art Gallery onlardan biri. Cemil Topuzlu Caddesi’nde yer alan galeri bir tarafta Bağdat Caddesi, diğer tarafta sahil yolunun başladığı Dalyan Parkı’nı ortalıyor. Yani hem cadde hem sahile gidenlerin sanat rotasını başlatabilecek bir nokta. 

Chi Art Gallery’de 9 Ocak’ta “Pembe Bulutların Üstünde” isimli sergi açıldı. Başlangıçlar ve bitişler ile birlikte yeni gelen, yeniden başlayan şeyler karşısında iyilik ve kötülüğün içinde umutlu bir alan açmayı öneren ama aynı zamanda karanlıktan umudu bulabilmenin de yolunun mümkünlüğünü irdeleyen bir sergi. Açılışında konuşan Chi Art Gallery kurucusu Çiğdem Özdemir, daha çok kendi koleksiyonlarından, multidisipliner çalışmaların yer aldığı bir galeri olduklarını dile getirdi. Özdemir profesyonel bir biçimde çalışmalarına devam edeceklerini vurguladı. 

 

*Ege Subaşı, Flow, Tuval üzerine yağlı boya, 135x100 cm, 2022

“Pembe Bulutların Üstüne” sergisine gelirsek. Sergi, bir sezgiden yola çıkarak kendi içinde ironiyi tartışan bir sergi. Ufak bir sergi mekânında, pembe duvarların arasında, samimi sıcak bir buluşma alanı oluşturulmuş. Sergideki eserler ikililik anlatan, bu şekilde mekânın duvarına yerleştirilmiş işler. Umutlu ve umutsuz olasılıklar ve ironiler içindeki arayışları derinleştiren ve herkes tarafından bu arayışların sorgulanmasını teşvik eden sergi, yeni bir düzen tahayyülünü öneriyor.

Bir ütopyanın izini süren bu sergi, pembe rüyaların yalnızca çocuk masallarına ait olmadığını, aksine umutla beslenen bir yetişkin tahayyülünün de meşru bir ifadesi olabileceğini savunuyor. Burası, dünyanın sınırlarını aşmayı, şiddet, savaşlar, bitkinlikler ve karmaşanın ötesinde bir düzen kurmayı düşleyenlerin imgelerini sunuyor. Pembe bulutlar, bu düzenin metaforik zemini; hafif, yumuşak ve sarmalayıcı bir alanda kucaklayıcı ve kapsayıcı olarak betimleniyor.

 

*Elifko, “İhtimaller Denizinde”, 2024, 18x24 cm, digital baskı

Multidisipliner işler demiştik. Sergide yağlı boya ve pastel tabloların yanı sıra, fotoğraf, dijital resimler, heykeller, dokumayla oluşturulmuş resimler bulunuyor. Sergi mekânının yukarısında görülen Beyza Boynudelik’in heykelleri serginin koruyucularını andıran figürlerden oluşuyor. Duvarın en ortasında bir pasta görüyoruz, Candan İşcan’ın “Guilty Pleasure” isimli eseri başta bir kutlamayı andırsa da serginin ikililiğini ön plana çıkararak pastanın erimeye başladığını, yere damlayacağını fark ediyoruz. Ege Subaşı’nın tablolarında kaybolan, silikleşen, buğulanan figürler var. Havada mı duruyorlar yoksa suyun içinde mi bilemiyorsunuz. Subaşı’nın eserlerinde kendini kaybetme ve bulma var. 

Tuba Geçgel, dört farklı tekstil eseriyle sergide yer alıyor. Daha çok figüratif resimler “dokuyan” Geçgel’in eserlerinde dans ederek sınırları aşan, sarılıp birbirine destek olan, çiçek açan figürler görüyoruz. 

Elifko’nun da sergide üç farklı eseri yer alıyor. Adını Yüksek Sadakat’ın bir şarkısından alan “İhtimaller Denizi”, sanatçının ilk defa sergilenen ilk dijital eseri. Sanatçı başka bir edisyonunun olmadığını özellikle vurguluyor. Eser ise Elifko’nun yaşamla ilgili okuduğu bir hikâyeye dayanıyor. Aşağıda yanan ateşlerin üzerine çekilmiş bir ipin üzerinde yürüyen bir insan, arkasından vahşi hayvanlar kovalarken o sırada gördüğü çileği keyifle yemeye başlar... Sanatçı “Hayat dediğimiz de aslında bu, anlık o keyfi yaşayabilmek. Geçmişi düzeltemeyiz. Figürün kucağında gözlerden oluşan bir buket var. Tecrübelerini bir buket halinde taşıması anlamına geliyor. Her şeye rağmen bir şekilde umuda sarılmış bir şekilde yaşayan bir figür” diyor. 

Sergide yer alan sanatçıların tamamı ise şöyle: Beyza Boynudelik, basako, Eyhan Çelik, Tuba Geçgel, Alla Güner, Elifko, Horasan, Candan İşcan, Deniz Pireci, Hüseyin Rüstemoğlu, Ege Subaşı, Deniz Varlı, Damla Yalçın. Sergi, 21 Şubat’a kadar Chi Art Gallery’de izlenebilecek. 

 

*Eyhan Çelik, Önüm Arkam Sağım Solum Sobe! Serisinden, İsimsiz 1, 2021, kağıt üzerine fine art baskı


Yorumunuzu bırakın