Eda Çamlı | Ed. Seda İstifciel
Haftalık Sanat Haberleri ( 7 Temmuz - 14 Temmuz) :
Yazın Işığıyla Buluşan Sanat: Galeri 77’de “Gündönümü” Sergisi
Galeri 77, yaz mevsiminin parlak ışığını ve doğanın dönüşüm enerjisini merkeze alan “Gündönümü” başlıklı grup sergisiyle sanatseverleri Karaköy’deki mekânına davet ediyor. 3 Temmuz – 23 Ağustos tarihleri arasında ziyaret edilebilecek sergi, güneşin en tepede olduğu yaz gündönümünden ilham alarak zamanı, ışığı ve yenilenmeyi çağdaş sanatla buluşturuyor.
Sergide yer alan 19 sanatçının soyut, figüratif ve sürreal anlatımlarla ürettiği eserler, yazın doğasına uygun şekilde yeniden hayat buluyor. Işıkla kurulan estetik bağ, doğanın döngüselliği ve içsel dönüşüm temaları; sergideki her bir yapıtla birlikte izleyiciye duyusal bir keşif alanı sunuyor.
Antik çağların hasat ve yenilenme kutlamalarını çağrıştıran bu güncel seçki, klasik sanat geleneğini çağdaş bir yorumla yeniden ele alarak geçmişle bugün arasında şiirsel bir köprü kuruyor. “Gündönümü”, yalnızca bir mevsimin değil, aynı zamanda bir ruh hâlinin ve zaman algısının da sergisi.
Yaz güneşinin altında taze bir bakış açısıyla sanatı deneyimlemek isteyenler, Galeri 77’nin Karaköy’deki galerisinde sergiyi 23 Ağustos’a kadar ücretsiz olarak ziyaret edebilir.
*Görsel, Galeri77 resmi web sitesinden alınmıştır.
Endüstriyel Güzellik ve Ekolojik Gerçeklik: Edward Burtynsky Perili Köşk’te
Borusan Contemporary, yeni sezonu Kanadalı fotoğraf sanatçısı Edward Burtynsky’nin çarpıcı sergisi “Dönüşen Yeryüzü” ile karşılıyor. Marcus Schubert küratörlüğünde hazırlanan sergi, sanatçının otuz yılı aşkın üretiminden kapsamlı bir seçki sunarken, insan müdahalesiyle şekillenen doğa manzaralarına etkileyici bir bakış getiriyor.
Burtynsky’nin Türkiye’deki ilk büyük kişisel sergisi olan “Dönüşen Yeryüzü”, sanatçının daha önce hiç sergilenmemiş eserlerini de içeriyor. Sergi boyunca Perili Köşk’ün tüm katlarına yayılan fotoğraflar, mekânın mimari atmosferiyle bütünleşerek izleyiciye güçlü bir sergileme deneyimi sunuyor.
Endüstriyel üretim, madencilik, enerji altyapıları ve tarım gibi insan eliyle dönüşen manzaraları yüksek teknik ustalıkla belgeleyen Burtynsky, geniş kadrajlı kompozisyonlarıyla doğanın kırılgan dengesini gözler önüne seriyor. Sanatçının kareleri, yalnızca görsel bir şölen değil, aynı zamanda yeryüzünün sürdürülebilirliği üzerine derin bir sorgulama da barındırıyor.
Borusan Contemporary ile uzun soluklu bir ilişki içinde olan Burtynsky, bu sergiyle birlikte hem çevresel bilinci hem de sanatsal estetiği aynı çerçevede buluşturuyor. “Dönüşen Yeryüzü”, günümüzün en büyük krizlerinden biri olan çevresel yıkımı belgeleyen bir görsel arşiv olmanın ötesinde, izleyiciyi bireysel ve kolektif sorumlulukları üzerine yeniden düşünmeye çağırıyor.
Edward Burtynsky’nin doğa ve insan ilişkisine dair büyüleyici anlatısını keşfetmek isteyenler, sergiyi eylül ayından itibaren Borusan Contemporary’nin Perili Köşk’teki mekânında ziyaret edebilir.
*Görsel, beyazhaberajansı resmi web sitesinden alınmıştır.
Kaldırımlarda Şifa Arayan Sanat: Ememem Ankara Sokaklarında
Anonim kent sanatçısı Ememem, Fransız Kültür Merkezi’nin daveti ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle geçtiğimiz hafta Ankara’da beş yeni mozaik enstalasyona imza attı. “Çatlakları İyileştirme Sanatı” olarak adlandırdığı özgün pratiğiyle dünya çapında tanınan sanatçı, Kuğulu Park çevresindeki kaldırımlarda gerçekleştirdiği müdahalelerle şehre şiirsel izler bıraktı.
Fransız Kültür Merkezi’ne kurulan atölyesinde çalışmalarını sürdüren Ememem, gün boyunca yerel sanatçılar ve sanatseverlerle bir araya geldi, tekniğini paylaştı. Geceleri ise Ankara sokaklarında keşfe çıkarak belirlediği çatlak ve çukurlara renkli mozaiklerle hayat verdi. Sanatçının üretim süreci, atölyeyi ziyaret eden çok sayıda konuk tarafından ilgiyle izlendi.
2016 yılında Lyon sokaklarında başlayan Ememem’in “Flacking – The Art of Healing Cracks” adı verilen sanat pratiği, zamanla uluslararası bir akıma dönüştü. Sanatçının “flack” adını verdiği eserler, kamusal alanlardaki bozulmuş yüzeylere renkli çini ve mozaiklerle müdahale eden bir onarım sanatı niteliğinde. Fransızca’da “su birikintisi” anlamına gelen flaque kelimesinden türeyen bu tanım, Ememem’in şehirle kurduğu benzersiz ilişkiye gönderme yapıyor.
Bugüne dek Paris’ten Barselona’ya, Norveç’ten New York’a kadar uzanan pek çok kentte 400’den fazla kaldırım enstalasyonu gerçekleştiren Ememem, Ankara’da yaptığı bu çalışmalarıyla Türkiye’deki ilk izlerini bırakmış oldu. Çatlaklardan sanat üretme fikrini estetik, mizah ve toplumsal iyileşme ekseninde değerlendiren sanatçı, gündelik hayatın içinde beklenmedik bir karşılaşma ve dikkat öneriyor.
Ankara sokaklarında sessizce ortaya çıkan bu beş renkli “flack”, yalnızca birer mozaik değil, kentle kurulan yeni bir diyaloğun başlangıcı.